-Ayaz Utku Karakulak-

 İnsanlığımız çok ağrı sınavlardan geçiyor. Kimin elini tutsak ya da boşver eli falan, kimin yanından geçip gitsek iğrenç etiketlerinize maruz kalıyoruz. Saçma sapan bir renk karmaşası yüzünden sürekli aşağılanıyoruz. Oysa siz kimsiniz? Bir insanın canını yakınca çok mu dürüst oluyorsunuz? Peki ya o bize asla yakıştıramadığınız inançlarınız! Biz müslüman olamayız, hayvan sevmeyiz, örf-adet nedir bilmeyiz dimi? Her şeyi siz biliyorsunuz, biz sadece kendi zevkleri ve rahattı için yaşayan küçük yaratıklarız sizin gözünüzde. Tüm bu git gellerin arasında tek istediğimiz özgür olmak. Sizin bu bize yakıştırmadığınız toplumunuzda yer alabilmek, birey olup kendimizden çok etrafımıza yarar sağlayabilmek. Belki de tek çabamız bu ama sizin bizlerde gördüğü tek şey cinsiyetlerimiz.
Sevgili ailelerimiz; bizler sizin hayalleriniz, umutlarınız, beklentileriniz değil evlatlarınızız. Hastalıkta ve sağlıkta, ölüm bizi ayırana kadar asla ayrılmayacağız diye eşlerinize verdiğiniz sözleri neden çocuklarınız içinde vermiyorsunuz? Nasıl yemek yenir, nasıl yürünür ya da nasıl konuşulurdan önce nasıl insan olunur, bunları öğretmiyorsunuz?

Ayaz’ı tanıyan arkadaşlarımdan duyduğuma göre olay günü birçok ihmalde varmış. Mesela intihar videosunu çeken bir itfaiyeciymiş! Branda açmak ya da onu ikna etmek yerine video çekmiş! Ailesi, neyse o konularda bilindiği gibi işte. Koskoca dünyaya sığdıramıyorsunuz bizleri. Çok büyük değerlerinize zarar gelmesin diye yine bir gencin hayatına son verdik. Evet, bunu hep birlikte yaptık! Daha 22 yaşında olan bir insanın nasıl yaşama sevincini elinden aldık da intihara sürükledik? Bu çocuğun yükseklik korkusu olduğu halde nasıl olurda binanın tepesinden kendisini boşluğa bırakmasını izledik? Ey insanlık çok kötüyüz.  Keşke Ayaz bu şekilde özgür olmasaydı, keşke hayatın tüm zorluklarına rağmen yaşama sevincini kaybetmeseydi. Keşke demekten başka çaremiz olmadan sıranın da bize gelmesini bekliyoruz işte. Ben Ayaz’ı , Okyanus Efe’yi  ya da Onur’u şahsen tanımıyorum ama aynı hayatı paylaştığımızı çok iyi biliyorum. Tüm LGBTİ bireylerine bu hayatı yaşanmaz hale getiren insanlarla aynı havayı soluduğum için çok üzgünüm. Rahat uyuyun arkadaşlar, bizler sizleri asla unutmayacağız ve unutturmayacağız…

Cerrahpaşa Hastanesinde İmza Süreci

 Ameliyat olabilmek için mahkemenin hastaneden istediği sağlık kurulu raporunu almak için çok ama çok erken davranmalısınız. Daha mahkememe bir ay var yetişir demeyin yetişmiyor ama çoğunluk olarak sabahtan akşama kadar hastanede olacak kadar vaktiniz varsa siz bilirsin, tabii ki tedbiri elden bırakmamakta şart var.
Bir önceki yazıda belirttiğim gibi ilk önce başhekimlik, yazı işleri, başhekim yardımcısı ve Şenol hocanın da onaylarından sonra diğer beş bölüme muayene olmak için hastaneye gittim. Çokta ne yapacağımı bilmeyerek ilk önce kadın doğum bölümüne giderek Şenol hocanın yazdığı raporu sekretere gösterdim. Sekreter ilgili hemşireyi çağırdı ve durumumu kendisine anlattım. Bana şu an Uzman doktor olmadığını ve Salı günü sabah erken saatte gelmem gerektiğini söyledi. Tam gidecekken odasına çağırıp bakire olup olmadığımı, iki farklı yöntemle muayene edildiğini ve bunun birinin makat bölgesinden kamera sokularak yapıldığını diğerinin de ultrason kontrolü ile yapıldığını, hangisini tercih edeceğimi sordu. Makat biraz garibime gittiği için diğer kontrol şeklini tercih ettiğimi söyledim. Bunun üzerine sabah çişine çıkmadan bolca sıkışık gelirsem daha faydalı olacağını belirtti.
Hemşirenin belirttiği tarih ve saatte kadın doğuma tekrar geldim ve bilgi işlemden muayene için giriş yaptırdım. Öncelikle adli vaka olduğunuzu belirttin sonrasında size birkaç soru sorarak bir form dolduruluyor. Bu sorular yaşınız, gebe olup olmadığınız gibi kısa sorular. Giriş yaptırdıktan sonra sıra almadım hemşire beni doktorun uygunluğuna göre odaya aldı. İçeri girdiğimde stajyer doktorların ‘bu oğlanın burada ne işi var?’ bakışlarıyla karşılaşarak muayene koltuğuna oturdum. Tedirgin bir halde uzunca bekledikten sonra iki doktor geldi ve hazır olup olmadığımı sordu. Hazırım dediğimde doktorlar alt bölgemi görmek istediklerini, bu durumun bizim için ne kadar utanç verici olduğunu bildiklerini, beni hiçbir şekilde rahatsız etmeyeceklerini ve çok kısa da olsa görmek zorunda olduklarını söylediler. Bana böyle muayene olacağımın bilgisini vermeyen hemşireyle göz göze gelince durumumun kaçınılmaz olduğunu anladım. Doktorları bu fikirlerinden vazgeçirmeye çalışsam da olmadı, paşa paşa perdenin arkasına geçip soyundum. Belime verdikleri bir bezi bağlayarak tekrar muayene koltuğuna oturdum ve her iki ayağımı biraz yukarıda duran ayaklıklara koydum. Kürtaj sandalyesi ya da doğum sandalyesi görenler bunu bilirler. Kadın olan doktorun her hangi bir şekilde içime bir nesne sokmadan ve canımı acıtmadan elle muayenesini yapıp, erkek olan diğer doktora göstererek durumu değerlendirdiler. Çok kısa süren bu muayene sonrası ayaklarımı indirdim ve ultrason ile de muayene edildim. Yine çok kısa sürede olsa göğüs bölgemi görmek istediklerini belirttiler ve dokunmadan ameliyat olup olmadığıma, skar izinin olup olmadığına kısaca baktılar. Doktorlar için çok kısa ama benim için çok uzun olan bu muayene bitince acelece üstümü giyinip dışarı fırladım. Doktorlar muayene sonucunu Şenol hocanın yazmış olduğu raporun arka sayfasında bulunan ve burada tüm bölümler için ayrılmış olan bölüme yazıp kaşe ve imza attılar. Bu rapor yazma işlemi biraz uzun sürdü ve hemşire benim rahatsız olduğumu görünce kendi odasında bekleyebileceğimi belirtti. Bir hayli bekledikten sonra hemşire kâğıdı getirdi, ilgili bölüme yazılmış olan raporun fotokopisini çektirip kendisine getirmemi söyledi. Fotokopiyi verdikten sonra ilgili yazının mailini hemen atacağını da belirtikten sonra kadın doğuma muayenemi olmuş ve raporumu almış oldum. (Kadın doğum muayene bölümü;Onkoloji bölümünün yanında ki binanın en alt katına inip sağa dönün,danışmada Gizem hanım var.)
Burada işim bittikten sonra tıbbi genetiğe gittim. Burada da muayene için giriş yaptıktan sonra doktorla görüştüm. Kendilerinin trans bireylerle ilgili test yaptıklarını ve buna katılıp katılmayacağımı sordu. Katılırım derseniz size bu testi kabul ettiğinize dair bir yazı imzalatıp bir tüpte kan alıyorlar. Bu işlemler bittikten sonra doktor sizi ve ailenizi tanımak adına sorular soruyor ve açtığı dosyaya not alıyor. Örneğin; sizin, anne ve babanızın kaç kardeş olduğu gibi sorular soruyor ve cevabınıza göre bunları şema çizerek not alıyor. Tüm bu sorular bittikten sonra Doçent Doktor Hakan bey’e tıbbi genetik test sonuçlarını gösteriyor ve yine raporun ilgili bölümüne imza attırıp kaşeletiyorsunuz. Ben tıbbi genetik testimi Zeynep Kamil Hastanesinde yaptırdım ve bu benim imzayı almamda sorun teşkil etmedi. Zaten doktor test sonuçlarınıza bakıp öyle raporunu yazıp imzalıyor. (Tıbbi Genetik Bölümü; Hastane kapısından giriş yaptıktan sonra dümdüz aşağıya doğru yürüyün,iş bankası ve kulak-burun-boğaz polikliniğini geçtikten sonra sağa dönün,dümdüz yürüdükten sonra sol tarafınızda kalan Tıbbi Bilimler binasına girin. Binaya girdikten sonra sağ tarafta ki birinci değil ikinci merdivenlerden 2. kata çıkın ve koridorun sonuna kadar yürüyün.Koridorun sonunda GETAM yazının yazdığı yer Tıbbi Genetik bölümü. Fotokopi çekilir yazısı sizi aldatmasın doğru yerdesiniz.)
İlerleyen günlerde hemen hemen her gün hastaneye giderek gerekli bölümleri dolaştım. Üroloji bölümü için yazı işlerine gidip imza için geldiğimi söyleyerek yazıyı gösterdim. Burada bana dosya açıldı ve bilgi işlemden girişim yapıldı. Sıram geldiğinde 2 no’lu odaya girmem gerektiği belirtildi. Buradaki muayenede yine sizi tanımaya yönelik oluyor. Ne zamandır hormon kullandığım, her hangi bir ameliyat olup olmadığım gibi birkaç soru sordu ve kadın doğumunda muayene raporunu göze alarak adıma açılan dosya ve ilgili rapora muayene yazısını yazdı. Daha sonra bacak, kol ve göbek bölgemde ki tüylenmelere baktı. Raporu yazdıktan sonra yazı işlerinden raporun fotokopisini aldı ve mailini attıktan sonra üroloji muayene mi de bitirmiş oldum. (Üroloji muayene odası; endokrin bölümünden 100 metre kadar yürüyün sağ tarafınızda ki demir parmaklıklı cam olan yer.)
Plastik cerrah muayenesi için önce ki günlerden bu bölüme randevu almak zorundasınız. Cerrahpaşa plastik cerrah polikliğinin randevu numarası : 0212 414 24 24. Bu numaradan muayeneye gitmeden önce muhakkak randevu alın. Yine buradan bilgi işleme giriş yapılıyor ve adınıza dosya açılıyor. Muayene için hemşire size sesleniyor kapıdan çok uzaklaşmayın. Muayene için odaya girmiş olmama rağmen Doktor Mehmet Fatih bey’in uzunca süren telefon konuşmasını ve diğer hastalar ile muhabbetini bitmesini bekledim. Sıra bana geldiğinde raporuma bakıp ‘benim sizin alt ve üst bölgenizi görmem gerek’ dedi. Zaten kadın doğuma detaylı olarak muayene olduğumu ve hatta hastayım yalanını atsam da kâfi gelmedi. Kendisinin rapor yazmasın için en azından 3-5 saniye dahi olarak bakması gerektiğini belirtti. Mecburi olarak pantolonu aşağıya indirdim ve sonra göğsüme de bir göz ucuyla baktı. Herhangi bir şeklide elle muayenesi olmadı sadece gözle kontrol edip raporunu yazdı, imzaladı ve kaşeledi. Benim için yine iğrenç bir muayene daha böylelikle bitmiş oldu. (Plastik cerrah muayene odası;endokrin bölümünden dümdüz yürüyün,üroloji ve göz bölümünü geçince tam karşınızda ki oda)
Evet, son olarak endokrine muayene oldum aslında randevu tarihimi bekledim diyebilirim. Endokrin için randevu tarihinizi beklemek zorundasınız. Rutin olarak muayene olduğunuz için zaten her 3-4 ay da bir burada randevunuz oluyor. Benimde randevu tarihim yakın olduğu için muayeneye randevu tarihinde gittim. Eğer mahkeme tarihiniz yakın ama endokrin için randevu tarihiniz çok uzak bir tarihse sekreterler ile konuşmanızı tavsiye ederim. Uygun dille ve cümleler ile anlatılırsa randevu tarihinizi öne çekebilirler belki.
Endokrin içinde bilgi işlemden giriş yaptırıyor ve size verilen pembe randevu kartınız ile dosyanızı ilgili kişiden isteyip sıranızı bekliyorsunuz. Burada yine size, sizi tanımaya yönelik sorular soruluyor. Doktora idrar yolu iltihabımdan bahsettiğimde kullanmış olduğum sustanon’un bunda etken olduğunu ve üroloji bölümümden detaylı muayene olmamı istedi. "Muayene sonrası böbreklerimde taş çıktı ve gerekli ilaçlar yazıldı. Bu böbrekte taş ve kum olmasının nedeni genetikmiş. Ailede varsa dikkat etmek gerek ki annem ve ablamda var. Eğer ailede böyle bir hastalık yoksa ve böyle bir şey başınıza gelmişse telaşlanmayın, vücut zaten bunu kendisi üretiyormuş. Her halükarda dikkat etmek ve kontrolleri aksatmamak gerek."
 (Endokrin muayene bölümü;hastaneye girdikten sonra dümdüz aşağıya doğru yürüyün,iş bankası,başhekimlik ve kulak burun boğaz bölümünü geçtikten sonra sol tarafta camii var,camiiden sola dönün ve sağ tarafınızda kalan binaya girin. Binaya girdikten sonra sola dönün 100 metre kadar yürüyün sağ tarafta ki tahta kapıdan içeri girin.)
Endokrin raporunu her ne kadar sizi muayene eden doktor yazsa da gerekli imza ve kaşe için Profesör Doktor Özer bey’i bulmak zorundasınız. Odası endokrin binasının 6. Katında Pınar hocanın yan odasında. İmzayı da aldıktan sonra yine aynı binanın 4.katında bulanan endokrin sekreteri Filiz hanıma raporun bir fotokopisini veriyorsunuz. (Eğer imza için hocayı beklemeye vaktiniz yoksa raporunuzu Filiz hanıma bırakın, kendisi doktor geldiğinde raporunuzu imzalatıyor. Bir de Özer bey imza için odasına gelenleri tersleyebiliyormuş ki şahsen bana öyle davranmadı ama siz yinede güler yüz ve tedbiri elden bırakmayın derim.)
Her bölüm ilgili raporun fotokopisini alıp başhekim sekreteri Mustafa bey’e bu raporun mailini atıyorlar. Tüm muayene ve imzalar bittikten sonra başhekim sekreteri Mustafa bey’e gidiyorsunuz. O da gelmeyen muayene maili varsa size söylüyor ve ilgili bölümün sekreterliğinden tekrar mail attırıyorsunuz. Benimde üroloji, plastik cerrah ve tıbbi genetik bölümlerinin maili gitmediği için tekrar bu bölümlerin sekreterliklerine giderek mail attırdım.
Mail karmaşası bittikten sonra başhekim sekreteri Mustafa Bey bu raporları bir kâğıda yazıyor, en alt tarafa da imzası gereken altı doktorun adını yazıyor ve buraya tekrar imza attırmanızı istiyor. Bu imza için yine doktor peşinde koşuyorsunuz.
Yani, muayene olup altı bölümden imzayı aldıktan sonra başhekim sekreteri Mustafa Bey bu raporları tek bir kâğıtta topluyor ve sizden ikinci kez bu bölümleri gezerek tekrar imza almanızı istiyor. Bu sefer muayene olmuyorsunuz sadece ilgili doktorlardan imza ve kaşe alıyorsunuz. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, muayene olduğunuz doktorlar değil kâğıtta kimin imzası isteniyorsa o doktora gidiyorsunuz. Sizi muayene eden doktorlar değil, sağlık kurulunda bulunan doktorların imzası gerekli. Muayene aşamasında ve sonraki imzalarda dahil olmak üzere sağlık kurulunda bulunan doktorların imza ve kaşesi lazım.
İmzalardan sonrasında yine başhekim Mustafa bey'e imzalattığınız kağıdı veriyorsunuz,sizden 2 adet fotoğraf alıyor sağlık raporunuza yapıştırıyor. (Sağlık raporunuz 2 adet ve her ikisine de imza ve kaşe attırmayı unutmayın.) 1 tanesi Mustafa bey de kalıyor. Sonra bu sağlık kurulu raporunu "sağlık kurulu bölümüne" götürmenizi istiyor,burada sizden 1 adet fotoğraf ve nüfus cüzdanı fotokopisi alınıyor. Fotoğrafınızı hastane kayıt defterine yapıştırıyor ve sizden bu deftere "Ad,Soyad,Telefon numaranız ve İmza" atmanızı istiyor. Burada işiniz bitince yazı işlerine gidip sağlık kurulu raporunuzu veriyorsunuz,memurlar sizi biraz beklettikten sonra içeri çağırıyor. Vermiş olduğunuz raporu ve hastane yazılarını büyük sarı bir zarfa koyup zımbalıyor,mühür ve imza atıp üzerini bantlıyor. Memur raporu hastaneye gönderebileceklerini ya da benim de elden mahkemeye götürebileceğimi belirtince ben raporu elden teslim etmek istediğimi söyledim.Bunun üzerine yine bir deftere elden aldığıma dair bir yazı yazıp imza attım ve mühürlü raporu aldım.
(Mustafa bey'in odası;psikiyatri bölümü binasına girin ve sola dönün.
Sağlık kurulu odası;psikiyatri bölümü binasının yanındaki bina,çeşmenin arkasında kalan bina. Kapıdan girince sağ çaprazda ki oda.
Başhekimlik ve yazı işleri odası;iş bankasının sağ tarafından gidin ve sol tarafta kalan kapıdan girin. Girdikten sonra sola dönün merdivenleri çıkınca karşınızda kalan oda başhekimin odası,yanında ki oda da yazı işlerinin.)
Sizlere tavsiyem ne kadar merak etsenizde bu zarfı açmayın,zaten sizinde önceden gördüğünüz rapor yazısı var içinde. Yani doktorlara imzalattığınız yazı mevcut zarfta. Eğer açarsanız hakim/hakime şüpheye düşüp acaba kendisi mi yazdı diye düşünebilir,bunun için sürecin her aşamasında sabırlı olmak gerek.
Eğer yine de zarfta ne var diye çok merak ediyorsanız,zarfı teslim ettikten bir kaç gün sonra kaleme gidip rica edebilirsiniz. Ben fotokopi almayı unuttuğum için kalemden rica edip raporun fotokopisini aldım. Sizde bu bahaneyle hep raporunuzu görebilir hem de raporunuzun fotokopisini almış olursunuz.


NOT: Muayene maillerinizin muhakkak başhekim Mustafa Bey’in mailine gitmiş olması gerek. Muayene olduğunuz doktora bunu ısrarla belirtin, bu mail işlerini doktorların sekreterleri yapıyor ve sekreter odaları da hastanenin çok başka yerlerinde olabiliyor, aman dikkat! (Birçok kez ‘başhekim sekreteri Mustafa bey' yazdığımın farkındayım, isim ve makam karışıklığı olmaması için ısrarla böyle yazdım, umarım akıl karmaşasına sebep olmamışımdır.) Süreç boyunca elinize geçen her belgenin fotokopisini almayı unutmayın.
Fotokopilerinizi onkoloji bölümünde çektirebilirsiniz. Sayfa başına 1 Tl alıyorlar. Ya da tıbbi genetik bölümünden de çektirebilirsiniz. Yanlış hatırlamıyorsam burada sayfa başına 50 Kuruş alıyorlar.