Uzun süredir çalıştığım işyerinden ayrılmak istiyorum,hatta yazılı olarak çıkmak istediğimi ve tazminatımı istediğime dair yazı bile vermiştim. Bununla ilgili geçen hafta elime bir fırsat geçti ama bu fırsatı kısa süreliğine geri çevirdim. Nedenine gelirsek; evet işyerinden tazminatımı alarak ayrılacaktım ama malum yeni ameliyat oldum,giderlerimi kısmen de olsa kapatmam lazım,üstelik kış aylarındayız. Şu an tazminat alarak bile işte çıkışım benim için hiç iyi olmayacak. Ocak ayında maaşlara zam var üstelik,işyeri de bunu fırsat bilerek çıkmak isteyenleri düşük tazminatlarla çıkarıyor.
Bunun dışında beni sevindiren çok başka şey var aslında,o da insan kaynaklarının bana karşı tutumu. Şöyle ki; raporum bittikten sonraki gün iş başı yaptım. Öğle arasına yakın su içmeye giderken insan kaynaklarının personeli beni gördü ve bana "Sen niye işbaşı yaptın? Seni arayacaklardı,bugün çalışmaman lazımdı. Müsait olduğunda odaya gel amirle görüş" dedi. Tabii ki neden işbaşı yapmamam gerektiğini anlamadım. Kendi kendime acaba fazla rapor verdilerde bugün de mi istirahatlıyım diye düşündüm ama adım gibi eminim ki fazla raporum yok. O zaman tek seçenek kalıyor işten çıkaracaklar! Kendimden çok da emin olmadan insan kaynaklarına gittim. İki personeli de oradaydı. İmza yetkisi olan personel benimle konuşmaya başladı. Nasılsın,iyi oldun mu giibi genel cümleleri kurduktan sonra "Şimdi sen erkek soyunma odasında mı giyineceksin yoksa kadınlar bölümünde mi?" dedi. Ne oluyor diye düşünüyorken "Nasıl yani,anlamadım" dedim. "Bize başka bir şehirde yeni bir hayat kurmak istediğini ve buradan alacağın paranın bu yeni hayatın için lazım olduğunu söylemiştin. Ben de üst yönetime senin durumunu ve ameliyat olacağını anlattım,onlar da olumlu karşıladılar ve tazminatını vermeyi kabul ettiler" dedi. (Ki ben çıkış nedenim için ailevi sebeplerimi göstermiştim.) Ben halen konuşulan cümlelerin bu olduğuna inanamıyorken bir de üstüne benim bu kararıma saygı gösterdiklerini,psikolojik anlamda yorulduğumu gördüklerini ve bu zor duruma artık katlanmak zorunda olmadığımı söyledi. Size karşı daima sert olan bir tarafın bir anda böyle güzel cümleler kurması tabii ki de çok şaşırtıcı ama söz konusu iş ise işletme bundan elbette bir zarar etmeyeceğinin garantisiyle bu şartları yerine getirir. Az çok kâr zarar durumlarını bildiğim ve zaten şu an bir işsizliğin beni zorlayacağını bilerek teklifi kabul etmedim. Evet soyunma odası ve ortak kullanım alanları beni ve diğer insanları rahatsız ediyor ama bu rahatsızlık en fazla onlar açısından bir gün sürüyor. Bense,ben artık alıştım gülüp geçiyorum.
Bunun yanında insan kaynaklarının yetkili personelinin kayınçosu bir süre bizimle çalışmış. Tasvir ettiğim özellikleri yanlış anlaşılmasın burada,kendisi biraz tombul,çok fazla yavaş ve geç anlayan bir çocuktu. Kendisine verilen işleri asla yetiştiremiyordu. Ben de fırsat buldukça gidip yardım ettim hatta kullansın diye bende bulunan fazla ekipmanlardan kendisine vermiştim,bunları anlatmış kendisi eniştesine. Üniversiteyi kazandığı için çıkacaktı işten bir onu biliyordum,öylelikle çıkmış işten. İnsan kaynakları bunları anlatınca bana çok şaşırdım çünkü çocuğu tarif ederken bile hatırlamakta zorlandım,o çocuk kimdi,kimin akrabasıydı bilmiyordum. Ve devam etti" Biz senden memnunuz istersen yeni şubemize de gelebilirsin,senden yana şikâyetimiz yok. Sen de istersen seni aramızda görmek isteriz ama özel sebeplerin olduğu için zorlamıyorum" dedi. Konuştuklarımıza ve duyduklarımın gerçekliğini konuşma boyunca sorguladım durdum ama asıl merak ettiğim benim hiç kimseye söylemediğim halde nasıl öğrenmiş olabilirlerdi? Bunu sorduğumda " Yani göz var anlaşılıyor,çok zor değil senin durumunu anlamak" dedi. Ben tüm şaşkınlığımla öyle oturmuş bana anlatılan güzel şeyleri dinledim. Tekrar çıkış konusuna geldiğinde yeni ameliyat olduğumu,maddi anlamda kendimi toplamam gerektiğini,Mart ayı gibi kesin olan şube değişiminde ya da bundan önce ki zaman içerisinde çıkmaya hazır olduğumda kendilerine belirteceğimi belirttim. İçeriye birinin girmesiyle konuşma burada bitti,çalışma saatimin yaklaşmasından ve konuşmanın çok da başka bir yere gitmeyeceğini anladığım için müsaade isteyip odadan çıktım.
Sevinsem mi üzülsem mi bilemediğim bir gündü. İstirahat sonrası insan kaynakları a gidip raporum bitti,bugün işbaşı yapacağım deseydim kesin o gün için beni çıkışa zorlayacaklardı. Yani şu an işsizdim ve belki de her şeyi bırakıp ailemin yanına dönmüştüm.
Burada işin garibi ben bu çıkış meselesini hissetim. O yüzden doktorun verdiği beş günlük raporu çok diye üç güne indirdim. Garip ama sırf bu yüzden ailemin yanından bile erken döndüm.
Hayat tüm zorluklara,ön yargılara ve bir çok olumsuzluğa rağmen güzel. Bu bedenler bize emanet,nefes aldığımız sürece onlara iyi bakalım ve umudumuzu hiç kaybetmeyelim. Yeni bir yıla giriyoruz,umarım ömrümüzün sonuna kadar empati kurabildiğimiz,farklı olan ne varsa koparmadığımız,aşağılanmadığımız,yaşatıldığımız,değer gördüğümüz,sesimizin ve farkındalığımızın daha çok olduğu,bol renkli bir yaşam sürer,gelecek olan nesle güzel ve yaşanılası bir dünya bırakabiliriz. İyi seneler.
UMUDUNUZU KAYBETMEYİN LÜTFEN!...
NOT: Yazıda kişileri belirtmek ve isim vermemek için yetki isimlerini kullanmak zorunda kaldım,umarım anlaşılır bir yazı olmuştur.