Merhaba Arkadaşlar;
Türk medeni kanunun 40. maddesine göre trans bireyler kimlikteki cinsiyet hanesini değiştirebilmek için üremeden sonsuz olarak yoksun olmak zorundalardı. Zorundalardı diyorum çünkü yeni kabul edilen yasayla bu zorunluluk ortadan kalktı. Yani trans bireyler artık üremeden sonsuz olarak yoksun bırakılmak zorunda değiller. Evet bu kararla birçok trans birey cerrahi müdahaleye gerek duymayacak,kimlik değişimi için zorunlu tutulan, hastaneden alınması istenen sağlık kurulu raporuyla bunu ispatlamak için uğraşmayacak. Bakıldığında gerçekten de tarihi bir karar çünkü dini değerler,örf-adet vs. gibi sebeplerle birçok konuda bireylere baskı uygulanan ve bu sistemle yönetilen bir ülkenin böyle bir değişiliğe izin vermesi gerçekten şaşılacak bir durum. Umarım ilerleyen dönemlerde nefret cinayetlerinin suç sayılması,Lgbti bireylerinin sağlık,eğitim ve temel ihtiyaçlarda ayrımcılığının yapılmadığı ve hak ettiğimiz bir hayatı yaşamak için bu alanlarda da bir düzenleme gelir.
Kabul edilen yasaya bir de şöyle bakalım. Örneğin;Bir trans erkek hayatı boyu kullandığı hormonun vermiş olduğu yan etkilerle kansere yakalanma riskinin artacağını biliyoruz ve bunun için düzenli olarak muayeneye gitmek zorunda kalacak ve kadın doğumda görünüşü ya da değiştirmiş ise kimliği yüzünden muayene edilmek istenmeyecek. (Mavi kimliği aldıktan sonra kadın doğumun rahim ve yumurtalık ameliyatı yapmadığını çünkü kendisinin bir kadın kimliğine sahip olmadığını belirterek ameliyata yanaşmadığını biliyorum ve bu durumla karşılaşmış insanlar da mevcut.) Biyolojik kadınların 3 ayda ya da 6 ayda bir kadın doğumda gerekli kontrollerinin yaptırması hususunda doktorlar tarafından genel olarak muayeneye çağırılıyor. Çünkü belirti vermeden miyom,kist gibi oluşumlar sonucu kansere yakalanma riski artıyor. Ayrıca rahim sürekli olarak görevini yerine getirmek isteyecek ve en küçük testestoren düşüklüğünde kişide regl görülecek. Bu muayene göğüs içinde geçerli. Kullanılan erkeklik hormonları kişiyi psikolojik olarak zaten yormakta bunun yanına ek olarak her an regl olmaya hazır ve kanser riski taşıyan bir rahimle yaşamak biraz zor olabilir. Evet Histerektomi (Rahim ve Yumurtalık Ameliyatı) zor ve acılı hatta kişinin bedenine zorla uygulanan bir yöntem ama benim kişisel görüşüm olarak bu ameliyatı olmak gerekli. Eğer bu ameliyatı olmak istenilmiyorsa sürekli ve düzenli olarak kontrollerin yapılması gerek.
Ben kendi adıma konuşacak olursam Histerektomi ameliyatını olduktan sonra çok rahatladım. Sürekli tetikte bekleyen ve her an regl olma durumu,ağır psikolojik etkileri,ped kullanma-taşıma zorunluluğu da ortadan kalktı. Şimdi diyeceksiniz ki ped taşımak ağırına mı gidiyor,kadınlar ne yapsın? Evet benim için ped taşımak çok zor bir durum. Bir kere sürekli istediğim bedende olduğumu hissedemeyeceğim,beni biyolojik olarak erkek bilen kişiler ped taşıdığımı bir şekilde görse bnu açıklayamacağım ve istemeden de olsa trans erkek olduğumu ifşa etmiş olacağım. Bu durum benim için can sıkıcı çünkü kimin transfobik olduğunu bilmiyorum ve ayrıca insanlara sürekli olarak açılmak ve kendimi anlatmak istemiyorum. Durumumdan utanmıyorum ama siz biriyle tanıştığınızda merhaba ben heteroyum mu diye cümleye başlıyorsunuz? Bunun yanısıra Lgbti bireyi olduğunu bildiğimiz insanları istemeden ifşalıyoruz. Mesela; Bir Lgbti bireyi ile aynı masada sohbet ederken diğer arkadaşınıza o bireyin hetero olup olamadığını soruyorsunuz,merak etmeniz gayet normal ama bunu konunun muhattabı kişiye sormak gerek. Arkadaşınıza o kişinin hetero olup olmadığını sorduğunuzda size o kişinin kimlik tercihini-yönelimini ifşa ediyor. Kişi bunu belirtmek istese zaten merhaba ben trans erkeğim diye tanışır herkesle. Böyle bir durumla karşılaşınca ya hetero deyin ya da kendisine sorun deyin. Şahsen her tanıştığım insanın trans erkek olduğumu bilmesini istemiyorum ama bunu belki kötü niyet gütmeden ailemiz ya da arkadaşlarımız da yapabiliyor. Belki durumunuzu anlattığınız insan size inanmayacak ve şaka yaptığınızı düşünecek. Ama bu konu da içini kemirecek,kişi size açık bir şekilde soramadığında şakayla karışık var mı diye vajinanıza ya da memenize dokunacak. Eğer bazı ameliyatları olmamışsanız ister istemez ifşa olmuş olacaksınız. Bunun diğer adımı da taciz. Kişi belki sizin bir erkek tarafından cinselliğe doymadığınızı ve bu yüzden böyle olduğunuzu,size cinsel anlamda doyum verirse bu durumunuzun düzeleceğini düşünerek tecavüz edebilir hatta öldürebilir de. Belki ben bu düşüncelerle olayları büyütüyorum ama bu süreçteysem de kendimi sürekli olarak korumak zorundayım. Açılma olaylarını kişiye bırakılmasını düşünenlerdenim. (Ve ben bu tarz olaylarla sıklıkla karşılaşıyorum. Mobbing de bu tacizin içinde.)
Kabul edilen yasaya gelirsek,trans erkekler bir şekilde çocuk sahibi olmak isteyecekler. Ve belki de çocukları olacak. Rahim ve yumurtalık ameliyatı olmayan trans bir erkeğin hamile kaldığını ve bunu Türkiyede yaptığını düşünelim. Devlet ve bazı kesimlerce Lgbti yürüyüşleri bile süresiz olarak yasaklanırken bir trans erkeğin doğum yapmasına izin verirler mi? Biyolojik kadınların bile hamileyken dışarı çıkmasına ahlaksızlık olarak bakan diyanet sizce trans erkeklerin hamileliğine karışmayacak mı? Kişisel olarak konuşuyorum,Türkiyede Lgbti bireyleri yine ahlaksız,her türlü pis işlerin içinde olan,çocukların ve toplumun ahlakını bozan bireyler olarak anılmasına sebep olacak. Hatta nefret cinayetlerine trans erkekler de eklenecek. Ben de isterim ki kendi çocuğumu doğurayım,kimse cerrahi müdahaleye gereke duymadan kimliğini değiştirebilsin,ama bu konuda hiç iyi düşünemiyorum ki toplum hamile trans erkeği kabullensin. Bir süre sonra zaten şöyle cümleler konuşulacak;madem doğuracaktın neden erkek olmak için bu sürece girdin,istediğin gibi giyinseydin ama bu ameliyatları olmasaydın. Ben bu cümlelerin bizim üzerimizde dönüp dolaşacağına eminim ki hatta eğer ben böyle bir karar alsaydım bana bu cümleyi ilk olarak annem kuracaktı. Ailelerimizin başına gelmiş olabiliriz ama onlar da bilinçsiz. O yüzden kendimizi anlatalım başkalarının yaptığı davranışlardan bizim sorunlu olmadığımız,herkesin tercihlerine saygı duyduğumuz ama fikir olarak anlaşmadığımız bireylerle de bir tutulmamız gerektiğini anlatmalıyız.
Arkadaşlar elbette üreyin,çocuklarınız olsun ama etraftan hatta kontrole gittiğiniz hastane personelinin,hipokrat yeminli doktorların bile size ön yargıyla yaklaşacağını,sizi muayene etmek istemeyeceklerini unutmayın. Eğer görünüş olarak erkek görünümünde ve mavi kimlikli bir trans erkekseniz bu aşamada çocuk doğurmayı bir kere daha düşünün derim. Yine söylüyorum evet bu karar çok güzel bir karar ama sonuçlarının da ağır olduğu bir karar. Devletin Lgbti yürüyüşlerini yasakladığı,bu yürüyüşlerde kişilere şiddet uyguladığını unutmayın. En son Lgbti yürüyüşünde polisin biber gazından kaçarken arkadaşımla tesadüf bir sokakta karşılaşınca birbirimizi görüp sarılıp ağladığımızı unutamıyorum,polisin kafelere girip insanları saçlarından sürüklediğini,polis tarafından kapatılmış yoldan geçip gitmeye çalışırken etraftan üstümüze bıçakla gelindiğini,yakın mesafeden üstüme sayısız biber gazı yediğimi,sen de onlardansın deyip İstiklal caddesinde yürüyen farklı insanların polis tarafından göz altına alındığını,yakılarak öldürülen Hande Kader,intihara sürüklenen Eylül Cansın,yükseklik korkusu olduğu halde evinin çatısından kendisini atan Ayaz Utku Karakulak,babası senden utanıyorum git kendi öldür dediği için kendini asan Okyanus Efe Özyavuz ve daha birçok olayı unutmadığım ve unutamayacağım için bu kanun karşısında bu kadar karamsarım. Umarım bundan sonrası için daha güzel kararlar verirlir ve yasalar kabul edilir.
Ve yapılan haberin dilinin de nasıl kötü olduğunu sizlerle paylaşıyorum;
https://www.cnnturk.com/turkiye/anayasa-mahkemesi-cinsiyet-degistirmede-o-sarti-kaldirdi
Mammoplasty 2
Merhaba Arkadaşlar;
Mammoplasty(Meme Küçültme) ameliyatına giderken yanınıza almanız gerekenler ve ameliyat sonrası yapmanız gerekenler için birkaç bilgi paylaşımı yapayım.
Hastaneye Giderken Yanınıza Alacaklarınız;
●Önden düğmeli ya da fermuarlı,gömlek tarzı kıyafet. (Gecelik tarzı üstler de olabilir,ilk aşamada kıyafetlerinizin kan ya da baticon lekesi olabilir.)
●Bir çift çarşaf,yastık kılıfı,küçük havlu. Eğer imkânınız varsa yastık almanızı öneririm. (Yaklaşık olarak 4 gün hastanede kalıyorsunuz ve çarşaflar değişmeyebiliyor.)
●Bardak (Kağıt bardaklar daha kullanışlı oluyor.)
●Kişiler bakım ürünleri (Şampuan,diş fırçası-macunu,kağıt havlu vs.) Tabii şampuanı falan küçük bir şişeye koyun,en azından yer kaplamamış olur.
●En az iki çift çorap,iç çamaşırı,terlik (Ameliyatınız kış ayına denk gelirse polar tarzı battaniye de alabilirsiniz. Odanın kliması çalışmayabilir ya da battaniyeler kirli olabilir.)
●Göğüs korsesi -Ben bu korseden kullanıyorum,daha kolay giyilebilen korseler de mevcut. (Doktorunuz temin edebilir ama önceden almakta fayda var.)
●Korsenizin dikiş yerleri batabilir ve yara yapabilir. Doktorunuzdan bunun için memenize ve sırtınıza koymak için bez isteyiniz. Böylelikle direkt olarak korse teninize temas etmemiş olur.
Ameliyattan Sonra Dikkat Etmeniz Gerekenler;
●Asla ağır birşey kaldırmayın. (Size çok hafif gelen bir poşet dahi olsa.)
●Kollarınızı yukarıya çok kaldırmayın ve kolunuzu kullanmanız gereken hareketlerden kaçının. (Dikişleriniz patlayabilir ya da meme içi iltihap toplayabilir. Memenizde iltihap oluşursa doktorun o iltihabı sivilce sıkar gibi sıkması gerek,bu da fazlasıyla can yakıcı olabilir.)
●Ameliyattan 1 hafta sonra yıkanın,vücudunuz keselemeyin ya da liflemeyin,ılık su ile yıkanın ve duş sürenizi kısa tutun. (Duşta tansiyonunuz düşebilir.)
●Duş aldıktan sonra meme kısmınızı havlu ya da herhangi birşey ile kurulamayın. Saç kurutma makinasıyla çok sıcak olmayacak bir derecede memenizi ve dikişlerinizi kurutun. Islak kalırsa enfeksiyon kapabilirsiniz.
●Ameliyattan 3 ya da 4 hafta sonra denize veya havuza girebilirsiniz. Ama asla memenizi uzun süre güneşte tutmayınız. Kollarınızı yoracak kadar su da kalmayınız. (Güneş yanığıyla uğraşmak fazlasıyla can yakacaktır.) Denize ya da havuza girmeden önce doktorunuza mutlaka danışın.
●Eğer meme ucunuza düzeltme operasyonu yapılmamış işe meme ucunuzu yukarıya doğru batlayın ve korseyi öyle takın. (Meme başınız aşağı doğru sarkarsa düzeltme operasyonu zor olabilir.)
●Eğer dren yerleriniz kapanmamışsa,duştan sonra baticon sürün ve gazlı bez ile kapatın. (Dren yerleri 1 haftadan sonra kapanmaya başlayacaktır.)
●2 hafta boyunca sırt üstü yatın,eğer dikişleriniz fazlaysa bu süreyi 3 ya da 4 haftaya çıkarın.
●8 saatte bi Arveles(Ağrı kesici) kullanabilirsiniz,tabii ki bu ilaca alerjiniz yoksa. (Arveles memede oluşan ödemin inmesine yardımcı oluyor. Benim ağrım olmadı ama sol memem de hafif ödem vardı Arveles kullanımıyla indi.) Bu ilacı kullanmak için mutlaka doktorunuza danışın.
●Dikiş izlerinizin geçmesi için kremler kullanabilirsiniz ama krem kullanımı ameliyattan 2 ya da 3 hafta sonra olmalı. (Tam emin olmak için dikişleriniz hafif kabuk bağladığında kullanmaya başlayabilirsiniz. Tabii ilk önce doktorunuza danışın.)
●İyileşme sürecinde asla sigara ve alkol kullanmayın. İyileşme sürecinizi oldukça uzatır.
●Eğer hormon ilacı kullanıyorsanız ameliyat öncesi ve sonrası alımı için doktorunuza danışınız.
●Mecbur kalmadığınız sürece uzun seyahatlerden kaçının.
●Kendinizi iyi hissediyorsanız kısa ve hafif tempolu yürüyüşler yapın. (Eğer ödeminiz varsa bunu atmakta faydalı olacaktır.)
●Çalışıyor ve iş yükünüz ağırsa kendinizi iyi hissedene kadar raporunuzu uzatın. (Hiçbir iş sizin sağlığınızdan önemli değildir.)
●Mümkünse ameliyatınızı ilkbahar ya da sonbahar aylarına denk getirin. Yazın korse takmaktan pişik olabilir kışın ise gribal enfeksiyon kapmanız daha yüksek olabilir.
Dikiş İzleri İçin Kullanabileceğiniz En Etkili Kremler;
●Contractubex
●Hyperinol
●Maderna/Scar Krem
●Madecassol
●Scarex Jel
Eğer doktorunuz ve eczacınıza danışırsanız size daha kapsamlı yardımcı olacaktır. Geçmiş olsun.
NOT: Doktorlar ameliyat izlerini geçirmede genel olarak Contractubex kremini öneriyorlar. Malesef bu kremi sigorta karşılamıyor ve fiyatı 85-100 TL arasında değişiyor. Ben ameliyat izlerim için Hyperinol kremini kullanıyorum ve gayet memnunum. Krem bitkisel olduğu içi tercih ettim ve bitkisel olduğu için yan etkileri de bulunmuyor. Fiyatı 40-45 TL civarı. Bu kremi sorunlu olan bölgeye günde 2 kez çokca boca etmeden hafif masaj yaparak sürün. 15-20 dakika bekletin ve temiz gazlı bez ile kapatıp korsenizi öyle takın. Krem elbisede hafif iz yapıyor ama kalıcı değil yıkanınca çıkıyor. İçinde bulunan E vitamini,Propolis,Çörek otu,Arı balmumu vb. yardımcı maddeler sayesinde ameliyat izlerinizi geçirmede oldukça etkili. Ameliyatınızın üzerinden 7 ay ya da daha uzun süre geçmişse hiçbir krem yüzde yüz etkili olmaz ama bariz izleri bir miktar kapatmada yardımcı olacaktır. Eczacınızdan bu krem hakkında bilgi almayı unutmayın.
Mammoplasty(Meme Küçültme) ameliyatına giderken yanınıza almanız gerekenler ve ameliyat sonrası yapmanız gerekenler için birkaç bilgi paylaşımı yapayım.
Hastaneye Giderken Yanınıza Alacaklarınız;
●Önden düğmeli ya da fermuarlı,gömlek tarzı kıyafet. (Gecelik tarzı üstler de olabilir,ilk aşamada kıyafetlerinizin kan ya da baticon lekesi olabilir.)
●Bir çift çarşaf,yastık kılıfı,küçük havlu. Eğer imkânınız varsa yastık almanızı öneririm. (Yaklaşık olarak 4 gün hastanede kalıyorsunuz ve çarşaflar değişmeyebiliyor.)
●Bardak (Kağıt bardaklar daha kullanışlı oluyor.)
●Kişiler bakım ürünleri (Şampuan,diş fırçası-macunu,kağıt havlu vs.) Tabii şampuanı falan küçük bir şişeye koyun,en azından yer kaplamamış olur.
●En az iki çift çorap,iç çamaşırı,terlik (Ameliyatınız kış ayına denk gelirse polar tarzı battaniye de alabilirsiniz. Odanın kliması çalışmayabilir ya da battaniyeler kirli olabilir.)
●Göğüs korsesi -Ben bu korseden kullanıyorum,daha kolay giyilebilen korseler de mevcut. (Doktorunuz temin edebilir ama önceden almakta fayda var.)
●Korsenizin dikiş yerleri batabilir ve yara yapabilir. Doktorunuzdan bunun için memenize ve sırtınıza koymak için bez isteyiniz. Böylelikle direkt olarak korse teninize temas etmemiş olur.
Ameliyattan Sonra Dikkat Etmeniz Gerekenler;
●Asla ağır birşey kaldırmayın. (Size çok hafif gelen bir poşet dahi olsa.)
●Kollarınızı yukarıya çok kaldırmayın ve kolunuzu kullanmanız gereken hareketlerden kaçının. (Dikişleriniz patlayabilir ya da meme içi iltihap toplayabilir. Memenizde iltihap oluşursa doktorun o iltihabı sivilce sıkar gibi sıkması gerek,bu da fazlasıyla can yakıcı olabilir.)
●Ameliyattan 1 hafta sonra yıkanın,vücudunuz keselemeyin ya da liflemeyin,ılık su ile yıkanın ve duş sürenizi kısa tutun. (Duşta tansiyonunuz düşebilir.)
●Duş aldıktan sonra meme kısmınızı havlu ya da herhangi birşey ile kurulamayın. Saç kurutma makinasıyla çok sıcak olmayacak bir derecede memenizi ve dikişlerinizi kurutun. Islak kalırsa enfeksiyon kapabilirsiniz.
●Ameliyattan 3 ya da 4 hafta sonra denize veya havuza girebilirsiniz. Ama asla memenizi uzun süre güneşte tutmayınız. Kollarınızı yoracak kadar su da kalmayınız. (Güneş yanığıyla uğraşmak fazlasıyla can yakacaktır.) Denize ya da havuza girmeden önce doktorunuza mutlaka danışın.
●Eğer meme ucunuza düzeltme operasyonu yapılmamış işe meme ucunuzu yukarıya doğru batlayın ve korseyi öyle takın. (Meme başınız aşağı doğru sarkarsa düzeltme operasyonu zor olabilir.)
●Eğer dren yerleriniz kapanmamışsa,duştan sonra baticon sürün ve gazlı bez ile kapatın. (Dren yerleri 1 haftadan sonra kapanmaya başlayacaktır.)
●2 hafta boyunca sırt üstü yatın,eğer dikişleriniz fazlaysa bu süreyi 3 ya da 4 haftaya çıkarın.
●8 saatte bi Arveles(Ağrı kesici) kullanabilirsiniz,tabii ki bu ilaca alerjiniz yoksa. (Arveles memede oluşan ödemin inmesine yardımcı oluyor. Benim ağrım olmadı ama sol memem de hafif ödem vardı Arveles kullanımıyla indi.) Bu ilacı kullanmak için mutlaka doktorunuza danışın.
●Dikiş izlerinizin geçmesi için kremler kullanabilirsiniz ama krem kullanımı ameliyattan 2 ya da 3 hafta sonra olmalı. (Tam emin olmak için dikişleriniz hafif kabuk bağladığında kullanmaya başlayabilirsiniz. Tabii ilk önce doktorunuza danışın.)
●İyileşme sürecinde asla sigara ve alkol kullanmayın. İyileşme sürecinizi oldukça uzatır.
●Eğer hormon ilacı kullanıyorsanız ameliyat öncesi ve sonrası alımı için doktorunuza danışınız.
●Mecbur kalmadığınız sürece uzun seyahatlerden kaçının.
●Kendinizi iyi hissediyorsanız kısa ve hafif tempolu yürüyüşler yapın. (Eğer ödeminiz varsa bunu atmakta faydalı olacaktır.)
●Çalışıyor ve iş yükünüz ağırsa kendinizi iyi hissedene kadar raporunuzu uzatın. (Hiçbir iş sizin sağlığınızdan önemli değildir.)
●Mümkünse ameliyatınızı ilkbahar ya da sonbahar aylarına denk getirin. Yazın korse takmaktan pişik olabilir kışın ise gribal enfeksiyon kapmanız daha yüksek olabilir.
Dikiş İzleri İçin Kullanabileceğiniz En Etkili Kremler;
●Contractubex
●Hyperinol
●Maderna/Scar Krem
●Madecassol
●Scarex Jel
Eğer doktorunuz ve eczacınıza danışırsanız size daha kapsamlı yardımcı olacaktır. Geçmiş olsun.
NOT: Doktorlar ameliyat izlerini geçirmede genel olarak Contractubex kremini öneriyorlar. Malesef bu kremi sigorta karşılamıyor ve fiyatı 85-100 TL arasında değişiyor. Ben ameliyat izlerim için Hyperinol kremini kullanıyorum ve gayet memnunum. Krem bitkisel olduğu içi tercih ettim ve bitkisel olduğu için yan etkileri de bulunmuyor. Fiyatı 40-45 TL civarı. Bu kremi sorunlu olan bölgeye günde 2 kez çokca boca etmeden hafif masaj yaparak sürün. 15-20 dakika bekletin ve temiz gazlı bez ile kapatıp korsenizi öyle takın. Krem elbisede hafif iz yapıyor ama kalıcı değil yıkanınca çıkıyor. İçinde bulunan E vitamini,Propolis,Çörek otu,Arı balmumu vb. yardımcı maddeler sayesinde ameliyat izlerinizi geçirmede oldukça etkili. Ameliyatınızın üzerinden 7 ay ya da daha uzun süre geçmişse hiçbir krem yüzde yüz etkili olmaz ama bariz izleri bir miktar kapatmada yardımcı olacaktır. Eczacınızdan bu krem hakkında bilgi almayı unutmayın.
Mammoplasty
Merhaba arkadaşlar;
Çok yoğun bir dönem geçirdiğim için blog'u güncelleyemedim. Ama bu dönem içerisinde bana ulaşan arkadaşlara elimden geldiğince yardım ettim. Umarım sağlıklı bilgiler verebiliyorumdur. Bu yoğun geçen dönemimin sakinleşmesine sebep olacak küçük bir ameliyat geçirdim. Başıma gelen ve yapmanız gerekenleri sizlerle paylaşmak isterim.
Herkesin kafasına taktığı gibi ben de memelerimi fazlasıyla takan biriydim. Oysa ki ölçüsü avuç içi kadardı. Sürece başladığımda ben de herkes gibi Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde bulunan plâstik cerrah Hüsamettin Top'a ameliyat olurum diye düşünüyordum. Ama ilerleyen dönemlerde doktorun gelen trans bireylerden bıçak parası adı altında para istemesi,yaptığı ameliyatlarda hep bi sorun oluşması (diren tıkanması,içerideki süt bezlerinin tam boşaltılamaması,doktor hatasından dolayı oluşan sorunlar sonucu doktorun ilgisiz davranması ve telefonları açmaması vs. gibi) sonrası kendisine olan güvenim de kırıldı ve kendisi de kısa bir dönem önce artık trans bireyleri ameliyat etmediğini belirtti. Daha önce ameliyat olan ve doktor hatasıyla ikinci kez ameliyat olması gereken kişiler şikâyetçi olmak için toplanmışlardı. Güncel olarak son durum nedir bilmiyorum ama belli bir miktar parayı veren kişileri ameliyat ettiğini duydum. Yakın bir arkadaşım kendisine ameliyat oldu. Sol memesinin direni tıkandığı için şişlik kaldı,dikiş izleri bariz bir şekilde belliydi. Kişi bu durumdan rahatsız değildi ama benim gözümde sorunlu bir ameliyattı. Uzun bir süre doktor arayışı içine girdim. Başka bir ameliyat sebebi ile plâstik cerrah Süleyman Taş ile meme ameliyatını konuştum. Belli bir fiyat vermedi herhangi bir muayene de etmedi. Ki Süleyman bey Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde Doktor Hüsamettin'in asistanlığını yapmıştı. O dönemlerde yapmış oldukları penis kişi tarafından pek başarılı bulunmamış. Ameliyat olan kişiyle görüşen kişilerin beyanına göre kendisi bu doktorları çok da iyi bulmadığını belirtmiş. Ama geçen zaman,kazanılan tecrübe ve yeterli ekipmanlar ile bu doktorların ameliyatlarının düzelmeye başladığı söylenebilir ama ben yine de kendilerine ameliyat olmak istemedim. Bu sebeple meme ameliyatım için doktor araştırırken Sakarya Eğitim Ve Araştırma Hastanesinde plâstik cerrah Özlem Cenboluk Ebeler'e ameliyat olan kişilerin ameliyatlarının başarılı olduğunu gördüm. Bu doktor trans bireyleri ön yargı sebebiyle geri çevirmeden başarılı ameliyatlar yapmış. Ben ve yakın arkadaşım kendisine muayene olduk. Muayene tarihinden yaklaşık 3 ay sonra diğer arkadaşımı ameliyata çağırdı. Meme ucunun düşme ve tutmama olasılığından dolayı sadece meme için boşalttı. Bu ameliyatlarda genel olarak doktorların tercihi meme başının ameliyattan 3-4 ay sonra kadar düzeltilmesi. Beni de Temmuz ayının 10'un da ameliyata çağırdı ama dört gün sonra mahkemem olduğu için ameliyatı ertelemek zorunda kaldım. Doktor muayeneden sonra ameliyat için bir tarih belirlemiyor,kendisi ne zaman uygun görürse o gün yani ameliyat olmadan bir gün önce hastaneye yatış yapmanızı istiyor. Bu durum beni çok zor durumda bıraktı çünkü tekrar ameliyat tarihi almak için fazlasıyla kendisini aramak hatta yanına gitmek zorunda kaldım. Ameliyat olan yakın arkadaşımın aracılığıyla kendisine ulaşıp bana tekrar ameliyat günü verip vermeyeceğini,eğer yoğunsa bunu bana belirmesini,benim de bu durumda başka doktor araştırmam gerektiğini kendisine ilettik. Bana çok yoğun olduğunu,2 ay boyunca beni ameliyat edemeyeceğini,gerekirse başka doktor araştırmamı ve gerekirse ameliyatımı iptal edeceğini belirtti. Ben zaten kendisine ulaşmaya çalıştığım üç aydan sonra sağlıklı bir cevap alamayınca doktordan tüm ümidimi kestim.
Bu dönemde plâstik cerrah Tamer Şakrak'a muayene oldum. Kendisi muayene ücreti almıyor ve çok ilgili bir doktor. Kendisine muayene oldum ama ameliyat için istediği fiyatı karşılayacak bir durumum yoktu. Kendisi beni çok sevdiğini ve bana yardım etmek istediğini belirterek birkaç telefon görüşmesi yaptı. Bu görüşmelerden birinde Sancaktepede ki hastanede doktor Onur bey'e durumumu anlattı ve bana numarasını verdi. Sonra Kartal Eğitim Ve Araştırma Hastanesinde bulunan plâstik cerrah Murat sarıcı'ya da benim durumumu anlattı ve bana bu doktorun da numarasını verdi. Tamer hoca Özlem hocayı tanıdığını gerekirse kendisini arayarak beni ameliyat etmesini söyleyebilirim dedi. Ben Özlem hocayı daha fazla sıkıştırmak istemediğim için bu teklifini geri çevirdim.
Tamer hocanın benim için görüştüğü doktorlardan konum olarak bana daha yakın olduğu için doktor Murat bey'e mesaj attım. Kendisinin sınavları olduğu için görüşmeye Kasım ayından sonra gelmemi istedi. Bu tarih bana çok uzak olduğu için aynı hastaneden plâstik cerrah Nebil Yeşiloğlu'na randevu aldım. Randevu tarihine az bir zaman kalmışken Özlem hocanın sekreteri ameliyat için beni aradı. 15 Ekim pazar günü hastaneye yatış yapmamı ve pazartesi günü de ameliyat olmayı kabul edersem hastanede yer ayarlaması gerektiğini belirtti. Artık beklemek istemediğim için ameliyatı kabul ettim.
Daha önce kendisine ameliyat olan arkadaşım ile 15 Ekim pazar günü hastaneye yatış yapmak için gittik. Sekreterin hastanenin karma servisinden yatış yapmamız gerektiğini söylendiği için karma servisine gittik. Buradaki hemşireler kendilerine böyle bir bilginin gelmediğini,hastanede yer olmadığını ve bana yarın gelmem gerektiğini söylediler. Kendilerine şehir dışından geldiğimi ve plâstik servis bölümünün sekreterinin bana yer ayarladığını söyledim. Hemşireler birkaç telefon görüşmesi yapmasına rağmen net bir cevap alamıyorduk. Yaklaşık olarak 3-4 saat bekledikten sonra hemşireden Özlem hocayı aramalarını,sekreterinin beni neye göre çağırdığını öğrenmelerini istedim. Özlem hocaya ulaşıldığında beni asla geri göndermemelerini ve çocuk servisinde bana yer ayrıldığını söylemiş. Uzun uğraşlardan sonra durum netlik kazandı ve çocuk servisinden hastaneye giriş yaptırdık.
Hastaneye yatış yapmanız için acil girişindeki bankodan hastaneye yatış yapacağınızı belirterek giriş yaptırmanız ve barkod almanız gerek. Bu barkodla hemşire girişinizi yapıyor,size adınız,soyadınız,ne ameliyatı olacağınız,bir ilaç kullanıp kullanmadığınızla ilgili sorular sorarak gerekli formları dolduruyor. Bu işlemler bitince bana ayrılan odaya yerleştik. Birkaç saat içinde hemşireler gelmediği için damar yolunu açıp açmayacaklarını sordum. Hemşire sabah da açılabileceğini ama istersem şimdi de açabileceğini söyledi,ben sabaha kalsın istemediğim için geceden açtırmak istedim. Çünkü sabah erkenden ameliyata çağırılırsam bir de onu açmalarını beklemek istemedim.
Hemşire Büşra tam beş kere damar yolunu açmak için uğraştı ve her seferinde damarlarımı patlattı. Beşinci kez de açamazsa kendisinden bu mesleği bırakmasını istedim o da tamam dedi ve beşinci kez de açamadı. Bebekler için kullanılan iğneyle bile damar yolunu açamadı. Daha sonra başka çalışanlardan duyduğuma göre kendisi daha 5-6 aylık hemşireymiş,artık mesleği bırakır mı bilemem ama bence kimseye zarar gelmeden ki çocuk bölümünün hemşiresiyken bu mesleği bırakmalı. Damar yolumu diğer hemşire tek seferde açtı. Bundan sonra tansiyon ve ateşe bakıldı. Belli aralıklarla bunlar tekrar ölçülerek not alınıyor ki yatış yapan hastalara uygulanması gerekenler tam olarak bunlar. Bunun yanında sizden kan almaları ve anestezi doktorları ile görüşmeniz gerek. Bu ikisini de yapmayı unuttukları için sabah koştur koştur anestezi doktoruna muayene oldum. (Burada size daha önce ameliyat olup olmadığınız,herhangi bir ilaca alerjiniz var mı yok mu gibi sorular soruyorlar.)Muayeneden sonra birkaç form doldurduktan sonra alelacele ameliyathaneye alındım. Özlem hoca meme üzerinde gerekli çizimler yaptıktan sonra kan testimin sonuçlarını istedi,yapmadıklarını söyledim. Diğer yardımcı doktor son üç ay içinde bu hastaneden kan verip vermediğimi sordu. Sakarya hastanesinde kan vermediğimi ama yakın zamanda Cerrahpaşa hastanesinin endokrin bölümünde kan verdiğimi ve sonuçların yanımda olduğunu söyleyince refakatçimden bu sonuçları ameliyathaneye istettik. Ameliyat masasında dosya karıştırıp sonuçları gösterdim ve doktor bu sonuçlara göre ameliyata başladı.
Ameliyathanede saate en son baktığımda 11:10 geçiyordu. 11:30 gibi ameliyata başlanmış olabilir. Ameliyathaneden çıkarken uyandım ve beni götüren görevliye saati sorduğum,saat 14:00 dedi. Örtüyü kaldırıp iki kere göğüsüme baktım ve sonrasını hatırlamıyorum. Odaya getirdiklerinde yatağa yatırırlarken uyandım. Çocuk servisinden karma servisine yatışımı yapmışlar ama refakatçime haber vermemişler. Beni yatağa alırken kendisi görevlilere neden oda değiştirince insanlara haber vermiyorsunuz diye bağırıyordu.
Yatağa yatırıldıktan sonra damardan antibiyotik yapıldı ve serum takıldı. Hemşireye odaya ne zaman geldiğim sorduğumda saat 15:00'te geldin dedi. 1 saat nerede gezdirildim inanın hatırlamıyorum. Uyandığımda mememden çok dudağım acıyordu. Nedenini bilmediğim bir şekilde dudağım şişti ve çene kemiklerim acıyordu. Bunların cevabını galiba asla öğrenemeyeceğim.
Odaya geldikten yaklaşık 2 saat sonra Özlem hoca odaya geldi. Ameliyatın iyi geçtiğini iki gün sonra taburcu edebileceğini,çarşamba günü şehir dışına çıkacağını perşembe günü kontrol için beni görmek istediğini ama uzun yoldan geldiğim için dört gün hastanede kalmam gerektiğini hatta yarın bandajları açıp genel bi kontrol yapacağını,korseyi de takmam gerektiğini söyledi. Dört gün boyunca kendisi gelmedi,perşembe günü kendisine ulaştıktan sonra bizi polikliniğe çağırdı. Pasuman odasında drenlerimi çıkardı ki bu biraz acılı oluyor. (Her iki memenizin içine koltuk altınızdan küçük delik açarak küçük hortum sokuyor. Bu dreni de açtığı ve içeri girdiği yerden birkaç dikişle tutturuyor. Buradaki amaç içeride biriken kanın dışarı atılması.) Sizi korkutmak istemiyorum ama benim tansiyonum düştü,başım döndü,terledim,kulaklarım tıkandı ve elim ayağım tutmadı. Sağ tarafta diren çıkınca biraz kanama oldu ki bu normal. Tabii tüm bu belirtiler beş dakika içinde geçiyor ama yine de biraz can yakıyor. Özlem hoca drenleri çıkardıktan sonra odadan çıktı ve pansumanı stajer bir çocuk "kanka şunu tut,kanka böyle yap,kanka şöyle yap" diye pansumanı bitirdi ve hemen odadan çıkmam gerektiğini,öğle saati geldiği için odayı kapatması gerektiğini söyledi. Hazır kan beynime çıkmışken ona da bağırdım. Yemeği her zaman yiyebileceğini,başımın döndüğünü ve keyfimden yatmadığımı söylediğimde kendime gelene kadar beklemek zorunda kaldı. Biraz uzandıktan sonra tekrar korseyi takıp odadan çıktık. Çıkışta Özlem hocayla karşılaştık,bana üç hafta sonra kontrole gelmem gerektiğini ve korseyi de düzenli kullanmam gerektiğini söyleyip gitti. Karma servisinin sekreterine istirahat raporunu yazdırıp çıkış işlemlerini de yaptıktan sonra hastaneden ayrıldık.
Özlem hoca elinden geleni yapmaya çalışıyor ama yine de bazı konularda yetersiz kalabiliyor. Ne kadar yoğun olursa olsun hastayı dinlemeli ve sakinleştirici olmalı diye düşünüyorum. Örneğin;taburcu olurken bana ne zaman yıkanmam gerektiğini,hangi reaksiyonlarda kendisini aramam gerektiği gibi herhangi bir açıklama yapmadı. Tüm bunları ameliyat olan arkadaşlarıma sorarak öğreneceğim. Bu hastanede bulunduğu ve ameliyat yaptığı sürece ilgili personeli bilgilendirmesi ya da hastalara ne yapmaları gerektiğini söylerse benim gibi işleri aksamaz ve kendi de zor durumda kalmaz diye düşünüyorum.
Ben şansızlığımdan mıdır nedir bilmiyorum çok fazla aksaklık yaşadım. Hastanenin kantin çalışanları mafya gibiler. Açık çay istediğimi duymadığı için bana bağıran personeller,odada ki çöpleri değiştirmemek için odaya gelmeyen temizlikçiler,kendini başkomiser sanan güvenliklerle dolu. Asansörler sürekli bozuk,gece geç saatlerde koridorda temizlik makinasıyla temizlik yapıyorlar ve bu fazlasıyla gürültülü oluyor. Yemekleri güzel ama hangi hastaya ne yemek vereceklerini tam olarak kendileri de bilmiyor. Hastanenin iki kantini var,bu kantinler pis ve gereksiz şekilde pahalı. Hemşirlerin çoğu ilgisiz ve ben bir şey yapamam cümlesiyle geziyorlar. Tabii ki ilgili hemşire ve personel var ama bu olumsuzluklar arasında onlar da yanıyor. Umarım en kısa sürede tüm bu aksaklıklar atlatılır ve hastane belli bir düzene girer.
NOT: Ameliyattan çıktıktan sonra eğer narkoz etkisiyle mideniz bulanıyorsa hemşireden mide bulantınızı kesecek ilaç yapmasını isteyin benim bu aklıma gelene kadar iki kere kustum. Ağrınız olduğunda ya başka bir sorun olduğunda hemşireye söyleyin. Benim mesela son gün drenin ortasına doğru gelen kısımda iki kafa var oranın hortumu yerinden çıktı ama panik yapmayın geri yerine takılıyor. Taburcu olacağınız gün uzun yola gidecekseniz mide bulantısı kesici ilaç yaptırmanızı tavsiye ederim,yolculuğunuz daha rahat geçecektir. Drenleri kıvırmayın,asılmayın ve yatarken yerde kalacak şekilde tutun. Eğer korseniz yoksa doktorun anlaşmalı olduğu medikalci gelerek korseyi size temin ediyor. Kullanılan korse 45 TL civarı,ben arkadaşımın korsesini kullandığım için almadım ama siz daha ucuzunu bulursanız ameliyattan önce temin etmenizde fayda var. Çıkış işlemlerinde raporunuzun çıktısını istemeyi unutmayın. Mahkeme kararınızın fotokopisini verin hastaneye,aslı sizde kalsın. Taburcu olduktan sonra hasta olmamaya,ağır kaldırmamaya,korsenizi düzenli kullanmaya ve kollarınızı çok fazla yukarı ya da yanlara doğru açmamaya dikkat edin. Özlem hoca ekstra olarak ilaç ya da krem yazmadı,siz kendinizi iyi hissetmez ya da taburcu olurken ağrınızı varsa bunu doktora bildirin ki ona göre size yardımcı olsun. İmkânınız varsa yanınıza yatak çarşafı ve yastık alın zira siz taburcu olana kadar değiştirmiyorlar ve hastanede yastık yok. Islanan çarşafı zorla değiştirtdik! Sürekli personel aradık. Odaya kadın erkek ayırmadan hasta alıyorlar çünkü hastanede yer yok. Bu durum benim için sıkıntılı değildi ama odada kalan kadın arkadaşlar ve yakınları illâ ki rahatsız oldular.
Çok yoğun bir dönem geçirdiğim için blog'u güncelleyemedim. Ama bu dönem içerisinde bana ulaşan arkadaşlara elimden geldiğince yardım ettim. Umarım sağlıklı bilgiler verebiliyorumdur. Bu yoğun geçen dönemimin sakinleşmesine sebep olacak küçük bir ameliyat geçirdim. Başıma gelen ve yapmanız gerekenleri sizlerle paylaşmak isterim.
Herkesin kafasına taktığı gibi ben de memelerimi fazlasıyla takan biriydim. Oysa ki ölçüsü avuç içi kadardı. Sürece başladığımda ben de herkes gibi Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde bulunan plâstik cerrah Hüsamettin Top'a ameliyat olurum diye düşünüyordum. Ama ilerleyen dönemlerde doktorun gelen trans bireylerden bıçak parası adı altında para istemesi,yaptığı ameliyatlarda hep bi sorun oluşması (diren tıkanması,içerideki süt bezlerinin tam boşaltılamaması,doktor hatasından dolayı oluşan sorunlar sonucu doktorun ilgisiz davranması ve telefonları açmaması vs. gibi) sonrası kendisine olan güvenim de kırıldı ve kendisi de kısa bir dönem önce artık trans bireyleri ameliyat etmediğini belirtti. Daha önce ameliyat olan ve doktor hatasıyla ikinci kez ameliyat olması gereken kişiler şikâyetçi olmak için toplanmışlardı. Güncel olarak son durum nedir bilmiyorum ama belli bir miktar parayı veren kişileri ameliyat ettiğini duydum. Yakın bir arkadaşım kendisine ameliyat oldu. Sol memesinin direni tıkandığı için şişlik kaldı,dikiş izleri bariz bir şekilde belliydi. Kişi bu durumdan rahatsız değildi ama benim gözümde sorunlu bir ameliyattı. Uzun bir süre doktor arayışı içine girdim. Başka bir ameliyat sebebi ile plâstik cerrah Süleyman Taş ile meme ameliyatını konuştum. Belli bir fiyat vermedi herhangi bir muayene de etmedi. Ki Süleyman bey Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde Doktor Hüsamettin'in asistanlığını yapmıştı. O dönemlerde yapmış oldukları penis kişi tarafından pek başarılı bulunmamış. Ameliyat olan kişiyle görüşen kişilerin beyanına göre kendisi bu doktorları çok da iyi bulmadığını belirtmiş. Ama geçen zaman,kazanılan tecrübe ve yeterli ekipmanlar ile bu doktorların ameliyatlarının düzelmeye başladığı söylenebilir ama ben yine de kendilerine ameliyat olmak istemedim. Bu sebeple meme ameliyatım için doktor araştırırken Sakarya Eğitim Ve Araştırma Hastanesinde plâstik cerrah Özlem Cenboluk Ebeler'e ameliyat olan kişilerin ameliyatlarının başarılı olduğunu gördüm. Bu doktor trans bireyleri ön yargı sebebiyle geri çevirmeden başarılı ameliyatlar yapmış. Ben ve yakın arkadaşım kendisine muayene olduk. Muayene tarihinden yaklaşık 3 ay sonra diğer arkadaşımı ameliyata çağırdı. Meme ucunun düşme ve tutmama olasılığından dolayı sadece meme için boşalttı. Bu ameliyatlarda genel olarak doktorların tercihi meme başının ameliyattan 3-4 ay sonra kadar düzeltilmesi. Beni de Temmuz ayının 10'un da ameliyata çağırdı ama dört gün sonra mahkemem olduğu için ameliyatı ertelemek zorunda kaldım. Doktor muayeneden sonra ameliyat için bir tarih belirlemiyor,kendisi ne zaman uygun görürse o gün yani ameliyat olmadan bir gün önce hastaneye yatış yapmanızı istiyor. Bu durum beni çok zor durumda bıraktı çünkü tekrar ameliyat tarihi almak için fazlasıyla kendisini aramak hatta yanına gitmek zorunda kaldım. Ameliyat olan yakın arkadaşımın aracılığıyla kendisine ulaşıp bana tekrar ameliyat günü verip vermeyeceğini,eğer yoğunsa bunu bana belirmesini,benim de bu durumda başka doktor araştırmam gerektiğini kendisine ilettik. Bana çok yoğun olduğunu,2 ay boyunca beni ameliyat edemeyeceğini,gerekirse başka doktor araştırmamı ve gerekirse ameliyatımı iptal edeceğini belirtti. Ben zaten kendisine ulaşmaya çalıştığım üç aydan sonra sağlıklı bir cevap alamayınca doktordan tüm ümidimi kestim.
Bu dönemde plâstik cerrah Tamer Şakrak'a muayene oldum. Kendisi muayene ücreti almıyor ve çok ilgili bir doktor. Kendisine muayene oldum ama ameliyat için istediği fiyatı karşılayacak bir durumum yoktu. Kendisi beni çok sevdiğini ve bana yardım etmek istediğini belirterek birkaç telefon görüşmesi yaptı. Bu görüşmelerden birinde Sancaktepede ki hastanede doktor Onur bey'e durumumu anlattı ve bana numarasını verdi. Sonra Kartal Eğitim Ve Araştırma Hastanesinde bulunan plâstik cerrah Murat sarıcı'ya da benim durumumu anlattı ve bana bu doktorun da numarasını verdi. Tamer hoca Özlem hocayı tanıdığını gerekirse kendisini arayarak beni ameliyat etmesini söyleyebilirim dedi. Ben Özlem hocayı daha fazla sıkıştırmak istemediğim için bu teklifini geri çevirdim.
Tamer hocanın benim için görüştüğü doktorlardan konum olarak bana daha yakın olduğu için doktor Murat bey'e mesaj attım. Kendisinin sınavları olduğu için görüşmeye Kasım ayından sonra gelmemi istedi. Bu tarih bana çok uzak olduğu için aynı hastaneden plâstik cerrah Nebil Yeşiloğlu'na randevu aldım. Randevu tarihine az bir zaman kalmışken Özlem hocanın sekreteri ameliyat için beni aradı. 15 Ekim pazar günü hastaneye yatış yapmamı ve pazartesi günü de ameliyat olmayı kabul edersem hastanede yer ayarlaması gerektiğini belirtti. Artık beklemek istemediğim için ameliyatı kabul ettim.
Daha önce kendisine ameliyat olan arkadaşım ile 15 Ekim pazar günü hastaneye yatış yapmak için gittik. Sekreterin hastanenin karma servisinden yatış yapmamız gerektiğini söylendiği için karma servisine gittik. Buradaki hemşireler kendilerine böyle bir bilginin gelmediğini,hastanede yer olmadığını ve bana yarın gelmem gerektiğini söylediler. Kendilerine şehir dışından geldiğimi ve plâstik servis bölümünün sekreterinin bana yer ayarladığını söyledim. Hemşireler birkaç telefon görüşmesi yapmasına rağmen net bir cevap alamıyorduk. Yaklaşık olarak 3-4 saat bekledikten sonra hemşireden Özlem hocayı aramalarını,sekreterinin beni neye göre çağırdığını öğrenmelerini istedim. Özlem hocaya ulaşıldığında beni asla geri göndermemelerini ve çocuk servisinde bana yer ayrıldığını söylemiş. Uzun uğraşlardan sonra durum netlik kazandı ve çocuk servisinden hastaneye giriş yaptırdık.
Hastaneye yatış yapmanız için acil girişindeki bankodan hastaneye yatış yapacağınızı belirterek giriş yaptırmanız ve barkod almanız gerek. Bu barkodla hemşire girişinizi yapıyor,size adınız,soyadınız,ne ameliyatı olacağınız,bir ilaç kullanıp kullanmadığınızla ilgili sorular sorarak gerekli formları dolduruyor. Bu işlemler bitince bana ayrılan odaya yerleştik. Birkaç saat içinde hemşireler gelmediği için damar yolunu açıp açmayacaklarını sordum. Hemşire sabah da açılabileceğini ama istersem şimdi de açabileceğini söyledi,ben sabaha kalsın istemediğim için geceden açtırmak istedim. Çünkü sabah erkenden ameliyata çağırılırsam bir de onu açmalarını beklemek istemedim.
Hemşire Büşra tam beş kere damar yolunu açmak için uğraştı ve her seferinde damarlarımı patlattı. Beşinci kez de açamazsa kendisinden bu mesleği bırakmasını istedim o da tamam dedi ve beşinci kez de açamadı. Bebekler için kullanılan iğneyle bile damar yolunu açamadı. Daha sonra başka çalışanlardan duyduğuma göre kendisi daha 5-6 aylık hemşireymiş,artık mesleği bırakır mı bilemem ama bence kimseye zarar gelmeden ki çocuk bölümünün hemşiresiyken bu mesleği bırakmalı. Damar yolumu diğer hemşire tek seferde açtı. Bundan sonra tansiyon ve ateşe bakıldı. Belli aralıklarla bunlar tekrar ölçülerek not alınıyor ki yatış yapan hastalara uygulanması gerekenler tam olarak bunlar. Bunun yanında sizden kan almaları ve anestezi doktorları ile görüşmeniz gerek. Bu ikisini de yapmayı unuttukları için sabah koştur koştur anestezi doktoruna muayene oldum. (Burada size daha önce ameliyat olup olmadığınız,herhangi bir ilaca alerjiniz var mı yok mu gibi sorular soruyorlar.)Muayeneden sonra birkaç form doldurduktan sonra alelacele ameliyathaneye alındım. Özlem hoca meme üzerinde gerekli çizimler yaptıktan sonra kan testimin sonuçlarını istedi,yapmadıklarını söyledim. Diğer yardımcı doktor son üç ay içinde bu hastaneden kan verip vermediğimi sordu. Sakarya hastanesinde kan vermediğimi ama yakın zamanda Cerrahpaşa hastanesinin endokrin bölümünde kan verdiğimi ve sonuçların yanımda olduğunu söyleyince refakatçimden bu sonuçları ameliyathaneye istettik. Ameliyat masasında dosya karıştırıp sonuçları gösterdim ve doktor bu sonuçlara göre ameliyata başladı.
Ameliyathanede saate en son baktığımda 11:10 geçiyordu. 11:30 gibi ameliyata başlanmış olabilir. Ameliyathaneden çıkarken uyandım ve beni götüren görevliye saati sorduğum,saat 14:00 dedi. Örtüyü kaldırıp iki kere göğüsüme baktım ve sonrasını hatırlamıyorum. Odaya getirdiklerinde yatağa yatırırlarken uyandım. Çocuk servisinden karma servisine yatışımı yapmışlar ama refakatçime haber vermemişler. Beni yatağa alırken kendisi görevlilere neden oda değiştirince insanlara haber vermiyorsunuz diye bağırıyordu.
Yatağa yatırıldıktan sonra damardan antibiyotik yapıldı ve serum takıldı. Hemşireye odaya ne zaman geldiğim sorduğumda saat 15:00'te geldin dedi. 1 saat nerede gezdirildim inanın hatırlamıyorum. Uyandığımda mememden çok dudağım acıyordu. Nedenini bilmediğim bir şekilde dudağım şişti ve çene kemiklerim acıyordu. Bunların cevabını galiba asla öğrenemeyeceğim.
Odaya geldikten yaklaşık 2 saat sonra Özlem hoca odaya geldi. Ameliyatın iyi geçtiğini iki gün sonra taburcu edebileceğini,çarşamba günü şehir dışına çıkacağını perşembe günü kontrol için beni görmek istediğini ama uzun yoldan geldiğim için dört gün hastanede kalmam gerektiğini hatta yarın bandajları açıp genel bi kontrol yapacağını,korseyi de takmam gerektiğini söyledi. Dört gün boyunca kendisi gelmedi,perşembe günü kendisine ulaştıktan sonra bizi polikliniğe çağırdı. Pasuman odasında drenlerimi çıkardı ki bu biraz acılı oluyor. (Her iki memenizin içine koltuk altınızdan küçük delik açarak küçük hortum sokuyor. Bu dreni de açtığı ve içeri girdiği yerden birkaç dikişle tutturuyor. Buradaki amaç içeride biriken kanın dışarı atılması.) Sizi korkutmak istemiyorum ama benim tansiyonum düştü,başım döndü,terledim,kulaklarım tıkandı ve elim ayağım tutmadı. Sağ tarafta diren çıkınca biraz kanama oldu ki bu normal. Tabii tüm bu belirtiler beş dakika içinde geçiyor ama yine de biraz can yakıyor. Özlem hoca drenleri çıkardıktan sonra odadan çıktı ve pansumanı stajer bir çocuk "kanka şunu tut,kanka böyle yap,kanka şöyle yap" diye pansumanı bitirdi ve hemen odadan çıkmam gerektiğini,öğle saati geldiği için odayı kapatması gerektiğini söyledi. Hazır kan beynime çıkmışken ona da bağırdım. Yemeği her zaman yiyebileceğini,başımın döndüğünü ve keyfimden yatmadığımı söylediğimde kendime gelene kadar beklemek zorunda kaldı. Biraz uzandıktan sonra tekrar korseyi takıp odadan çıktık. Çıkışta Özlem hocayla karşılaştık,bana üç hafta sonra kontrole gelmem gerektiğini ve korseyi de düzenli kullanmam gerektiğini söyleyip gitti. Karma servisinin sekreterine istirahat raporunu yazdırıp çıkış işlemlerini de yaptıktan sonra hastaneden ayrıldık.
Özlem hoca elinden geleni yapmaya çalışıyor ama yine de bazı konularda yetersiz kalabiliyor. Ne kadar yoğun olursa olsun hastayı dinlemeli ve sakinleştirici olmalı diye düşünüyorum. Örneğin;taburcu olurken bana ne zaman yıkanmam gerektiğini,hangi reaksiyonlarda kendisini aramam gerektiği gibi herhangi bir açıklama yapmadı. Tüm bunları ameliyat olan arkadaşlarıma sorarak öğreneceğim. Bu hastanede bulunduğu ve ameliyat yaptığı sürece ilgili personeli bilgilendirmesi ya da hastalara ne yapmaları gerektiğini söylerse benim gibi işleri aksamaz ve kendi de zor durumda kalmaz diye düşünüyorum.
Ben şansızlığımdan mıdır nedir bilmiyorum çok fazla aksaklık yaşadım. Hastanenin kantin çalışanları mafya gibiler. Açık çay istediğimi duymadığı için bana bağıran personeller,odada ki çöpleri değiştirmemek için odaya gelmeyen temizlikçiler,kendini başkomiser sanan güvenliklerle dolu. Asansörler sürekli bozuk,gece geç saatlerde koridorda temizlik makinasıyla temizlik yapıyorlar ve bu fazlasıyla gürültülü oluyor. Yemekleri güzel ama hangi hastaya ne yemek vereceklerini tam olarak kendileri de bilmiyor. Hastanenin iki kantini var,bu kantinler pis ve gereksiz şekilde pahalı. Hemşirlerin çoğu ilgisiz ve ben bir şey yapamam cümlesiyle geziyorlar. Tabii ki ilgili hemşire ve personel var ama bu olumsuzluklar arasında onlar da yanıyor. Umarım en kısa sürede tüm bu aksaklıklar atlatılır ve hastane belli bir düzene girer.
NOT: Ameliyattan çıktıktan sonra eğer narkoz etkisiyle mideniz bulanıyorsa hemşireden mide bulantınızı kesecek ilaç yapmasını isteyin benim bu aklıma gelene kadar iki kere kustum. Ağrınız olduğunda ya başka bir sorun olduğunda hemşireye söyleyin. Benim mesela son gün drenin ortasına doğru gelen kısımda iki kafa var oranın hortumu yerinden çıktı ama panik yapmayın geri yerine takılıyor. Taburcu olacağınız gün uzun yola gidecekseniz mide bulantısı kesici ilaç yaptırmanızı tavsiye ederim,yolculuğunuz daha rahat geçecektir. Drenleri kıvırmayın,asılmayın ve yatarken yerde kalacak şekilde tutun. Eğer korseniz yoksa doktorun anlaşmalı olduğu medikalci gelerek korseyi size temin ediyor. Kullanılan korse 45 TL civarı,ben arkadaşımın korsesini kullandığım için almadım ama siz daha ucuzunu bulursanız ameliyattan önce temin etmenizde fayda var. Çıkış işlemlerinde raporunuzun çıktısını istemeyi unutmayın. Mahkeme kararınızın fotokopisini verin hastaneye,aslı sizde kalsın. Taburcu olduktan sonra hasta olmamaya,ağır kaldırmamaya,korsenizi düzenli kullanmaya ve kollarınızı çok fazla yukarı ya da yanlara doğru açmamaya dikkat edin. Özlem hoca ekstra olarak ilaç ya da krem yazmadı,siz kendinizi iyi hissetmez ya da taburcu olurken ağrınızı varsa bunu doktora bildirin ki ona göre size yardımcı olsun. İmkânınız varsa yanınıza yatak çarşafı ve yastık alın zira siz taburcu olana kadar değiştirmiyorlar ve hastanede yastık yok. Islanan çarşafı zorla değiştirtdik! Sürekli personel aradık. Odaya kadın erkek ayırmadan hasta alıyorlar çünkü hastanede yer yok. Bu durum benim için sıkıntılı değildi ama odada kalan kadın arkadaşlar ve yakınları illâ ki rahatsız oldular.
İsim Ve Kimlik Davası İçin Dilekçe Örneği
Merhaba Arkadaşlar;
Eğer ameliyat izni davanızı açarken isim ve kimlik için de bir talepte bulunmadıysanız tekrar dava açmanız gerek. Bunun için yine ameliyat izni açerken yazmış olduğumuz dilekçeden bazı cümleleri alarak örnekleme yapabiliriz. Şöyle ki;
İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimliğine;
Davacı:
Adres:
Davalı:
Davanın Konusu: Cinsiyet ve İsim Değişikliği talebimin kabulü ve nüfus kaydına tescil edilmesi
Sübut Delilleri: İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Sağlık Kurulu Raporu / İstanbul Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Raporu
Açıklamalar:
1)Ebeveynlerimin doğumumda bana vermiş oldukları isim ..... dir..... yaşında bekâr bireyim. Kendimi bildim bileli içimde hissettiğim kimlik ve bedenim birbiriyle uyuşmuyordu. Bir kadın biyolojisine sahip olmama rağmen hiçbir zaman kendimi kadın gibi hissetmedim ve her ne kadar kendimi ikna etmeye çalışıp çabalasam da hissedemedim çünkü ben her zaman erkektim. (Bu bölümü çocukluğunuzdan bugüne kadar yaşamış olduğunuz zorlukları yazabilirsiniz. Burada kendinizi ifade etmeniz önemli ama uzun ve gereksiz cümlelerden kaçının.) İş hayatımda,etrafımda ve sosyal alanlarda erkek olarak bilinmekteyim ve ..... ismi (Kimlikte olmasını istediğiniz ismi yazınız) ile seslenilmektedir.
2)Bu gerekçelerle ..... tarihinde ..... Hastanesinin Psikiyatri bölümünde ki Uzman Doktor ..... başvuru yaptım. Tedavi için takip ve tetkiklerim bu hastanede yapılmaktadır. Uzman Doktor ..... gözlemleri ve tetkikleri sonucunda beni hastanenin endokrin bölümüne sevk etti. Endokrin bölümünün kontrolünde ..... tarihinden itibaren testosteron (Erkeklik Hormonu) ilacı Sustanon kullanmaktayım. Bu tarihten itibaren yirmi bir günde bir düzenli olarak testosteron (Erkeklik Hormonu) Sustanon kullanmaktayım.
3) ..... Tarihinde ..... Asliye Hukuk Mahkemesine cinsiyet geçiş ameliyatımı olabilmek için cinsiyet düzeltilmesi istemli dava açtım. ..... Tarihinde açmış olduğum cinsiyet düzeltilmesi istemli davam tarafıma sonuçlanarak karara bağlandı. ..... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararı ile ..... Tarihinde ..... (Rahim ve Yumurtalık ameliyatını olduğunuz hastanenin tam adını yazınız.) Hastanesinde Histerektomi (Rahim ve Yumurtalıkların alınması) ameliyatımı oldum. Kalıcı olarak kadın cinsiyetim sonlandırılmıştır ve kalıcı olarak üremeden yoksunum. Geçirmiş olduğum Histerektomi (Rahim ve Yumurtalık alınması) ameliyatının sağlık raporu ektedir. (Hastenenin size vermiş olduğu sağlık raporunu dilekçeyi verirken ekleyiniz.)
4)Anlaşılacağı gibi durumum; hayatımın kalitesini düşürmekte,özgürce öğrenim görme,tedavi olma,çalışma-iş hayatımı ve insani hak ve görevlerim başta olmak üzere her türlü alanda bana güçlük çıkarmakta ve engel oluşturmaktadır. İnsan olarak en doğal hakkımı kullanamamaktayım. Bu nedenle karşılaştığım tutum ve davranışlar beni çok rencide etmekte,bu davranışları insanlık ve onurumla bağdaştıramamaktayım. Artık yaşım gereği de bu davranışlara katlanamamaktayım.
Ayrıca;günlük hayatımda ve özellikle resmi kurum ve kuruluşlarla ilişkilerimde rencide edici,aşağılamaya varan davranışlara maruz kalmaktayım. Bunların hepsinden önemlisi,kendimle barışık ve mutlu yaşayabilmek için böyle bir bütünlemeye gereksinim duymaktayım. Bu değişikliği gerçekleştiremediğimde geleceğimle ilgili ciddi ve önemli kararları almakta güçlükler yaşayacağım. Bütün bunlar için hakkımda vereceğiniz cinsiyet değişikliği kararı benim yeniden doğumum ve topluma sağlıklı bir birey olarak katılmam anlamını taşımaktadır. Ruh sağlığım açısından kimliğimin kadından erkeğe ve ismimin ..... değiştirmek zorundayım.
Yasal Nedenler: Medeni Kanun,AİHM ve Diğer ilgili Mevzuatlar
Sonuç ve İstem: Yukarıda belirtmeye çalıştığım nedenlerden dolayı açmış olduğum davanın kabulü ile cinsiyet değişirme talebimin kabul edilmesine,kimlikte 'KADIN' olan cinsiyetimin 'ERKEK' olarak değiştirilmesine ve yine kimlikte '.....' olan ismimin '.....' olarak değiştirilerek nüfus kaydına tescilini saygılarımla arz ederim.
Davacı:
T.C. No:
Telefon Numarası:
(İMZA)
Bu dilekçe örneğini üzerinde değişiklikler yaparak davanızı açabilirsiniz. 2017 Mayıs ayı harç ücreti Gider Avansı 165 TL + Başvuru Harcı 31,40 TL + Peşin Harç 31,40 TL Toplamda 227,80 TL ödeme yaparak davanızı açabilirsiniz. Güncel tutar böyledir ilerleyen dönemlerde değişikler olabilir.
Eğer ameliyat izni davanızı açarken isim ve kimlik için de bir talepte bulunmadıysanız tekrar dava açmanız gerek. Bunun için yine ameliyat izni açerken yazmış olduğumuz dilekçeden bazı cümleleri alarak örnekleme yapabiliriz. Şöyle ki;
İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimliğine;
Davacı:
Adres:
Davalı:
Davanın Konusu: Cinsiyet ve İsim Değişikliği talebimin kabulü ve nüfus kaydına tescil edilmesi
Sübut Delilleri: İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Sağlık Kurulu Raporu / İstanbul Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Raporu
Açıklamalar:
1)Ebeveynlerimin doğumumda bana vermiş oldukları isim ..... dir..... yaşında bekâr bireyim. Kendimi bildim bileli içimde hissettiğim kimlik ve bedenim birbiriyle uyuşmuyordu. Bir kadın biyolojisine sahip olmama rağmen hiçbir zaman kendimi kadın gibi hissetmedim ve her ne kadar kendimi ikna etmeye çalışıp çabalasam da hissedemedim çünkü ben her zaman erkektim. (Bu bölümü çocukluğunuzdan bugüne kadar yaşamış olduğunuz zorlukları yazabilirsiniz. Burada kendinizi ifade etmeniz önemli ama uzun ve gereksiz cümlelerden kaçının.) İş hayatımda,etrafımda ve sosyal alanlarda erkek olarak bilinmekteyim ve ..... ismi (Kimlikte olmasını istediğiniz ismi yazınız) ile seslenilmektedir.
2)Bu gerekçelerle ..... tarihinde ..... Hastanesinin Psikiyatri bölümünde ki Uzman Doktor ..... başvuru yaptım. Tedavi için takip ve tetkiklerim bu hastanede yapılmaktadır. Uzman Doktor ..... gözlemleri ve tetkikleri sonucunda beni hastanenin endokrin bölümüne sevk etti. Endokrin bölümünün kontrolünde ..... tarihinden itibaren testosteron (Erkeklik Hormonu) ilacı Sustanon kullanmaktayım. Bu tarihten itibaren yirmi bir günde bir düzenli olarak testosteron (Erkeklik Hormonu) Sustanon kullanmaktayım.
3) ..... Tarihinde ..... Asliye Hukuk Mahkemesine cinsiyet geçiş ameliyatımı olabilmek için cinsiyet düzeltilmesi istemli dava açtım. ..... Tarihinde açmış olduğum cinsiyet düzeltilmesi istemli davam tarafıma sonuçlanarak karara bağlandı. ..... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararı ile ..... Tarihinde ..... (Rahim ve Yumurtalık ameliyatını olduğunuz hastanenin tam adını yazınız.) Hastanesinde Histerektomi (Rahim ve Yumurtalıkların alınması) ameliyatımı oldum. Kalıcı olarak kadın cinsiyetim sonlandırılmıştır ve kalıcı olarak üremeden yoksunum. Geçirmiş olduğum Histerektomi (Rahim ve Yumurtalık alınması) ameliyatının sağlık raporu ektedir. (Hastenenin size vermiş olduğu sağlık raporunu dilekçeyi verirken ekleyiniz.)
4)Anlaşılacağı gibi durumum; hayatımın kalitesini düşürmekte,özgürce öğrenim görme,tedavi olma,çalışma-iş hayatımı ve insani hak ve görevlerim başta olmak üzere her türlü alanda bana güçlük çıkarmakta ve engel oluşturmaktadır. İnsan olarak en doğal hakkımı kullanamamaktayım. Bu nedenle karşılaştığım tutum ve davranışlar beni çok rencide etmekte,bu davranışları insanlık ve onurumla bağdaştıramamaktayım. Artık yaşım gereği de bu davranışlara katlanamamaktayım.
Ayrıca;günlük hayatımda ve özellikle resmi kurum ve kuruluşlarla ilişkilerimde rencide edici,aşağılamaya varan davranışlara maruz kalmaktayım. Bunların hepsinden önemlisi,kendimle barışık ve mutlu yaşayabilmek için böyle bir bütünlemeye gereksinim duymaktayım. Bu değişikliği gerçekleştiremediğimde geleceğimle ilgili ciddi ve önemli kararları almakta güçlükler yaşayacağım. Bütün bunlar için hakkımda vereceğiniz cinsiyet değişikliği kararı benim yeniden doğumum ve topluma sağlıklı bir birey olarak katılmam anlamını taşımaktadır. Ruh sağlığım açısından kimliğimin kadından erkeğe ve ismimin ..... değiştirmek zorundayım.
Yasal Nedenler: Medeni Kanun,AİHM ve Diğer ilgili Mevzuatlar
Sonuç ve İstem: Yukarıda belirtmeye çalıştığım nedenlerden dolayı açmış olduğum davanın kabulü ile cinsiyet değişirme talebimin kabul edilmesine,kimlikte 'KADIN' olan cinsiyetimin 'ERKEK' olarak değiştirilmesine ve yine kimlikte '.....' olan ismimin '.....' olarak değiştirilerek nüfus kaydına tescilini saygılarımla arz ederim.
Davacı:
T.C. No:
Telefon Numarası:
(İMZA)
Bu dilekçe örneğini üzerinde değişiklikler yaparak davanızı açabilirsiniz. 2017 Mayıs ayı harç ücreti Gider Avansı 165 TL + Başvuru Harcı 31,40 TL + Peşin Harç 31,40 TL Toplamda 227,80 TL ödeme yaparak davanızı açabilirsiniz. Güncel tutar böyledir ilerleyen dönemlerde değişikler olabilir.
15. Lgbti Onur Yürüyüşü
Merhaba Arkadaşlar;
Geçen seneler de olduğu gibi bu sene de ne yazık ki onur yürüyüşü gerçekleşemedi. Taksim meydanı zaten mayın tarlası gibi olmuş. Tramvay yoluna beton atılmış ve tramvayı kaldırmışlar. Her köşede bir çukur mevcut. Elbette ki bu yürüyüşe yol çalışmaları engel olmadı. Valiliğin yürüyüşe izin vermemesi,polisin renkli tshirt giyen herkesi sen onlardansın deyip ara sokağa çekmesi,insanların kıyafetlerinde feminist yazıyor diye caddenin ortasında soyunmasının istenmesi,polisin ara sokaklarda insanların üzerine yakın mesafeden biber gazı sıkması,çevredeki ara sokakta sıkışıp kalan insanların üzerine yürüyerek "sizi keseriz öldürürür,siz kimsiniz lan? "gibi bir çok sözlü ve fiziksel saldırıya uğraması,tüm bu olayları kayıt altına al dediğimiz Türk basınının "diğer taraf daha önemli" deyip polisin peşine takılması da yürüyüşe engel değildi. Tek engel yine bizdik.
Galatasaray Lisesinin önünde basın açıklaması yapılacak dendi yapılmadı,hiçbir dernek üyesi kişileri bir araya toplayıp bir kitle elde edemedi. Saat 17:00 de başlanacak denen yürüyüş hiçbir şekilde başlamadı,kulaktan dolma haberlerle millet cadde de bir aşağı bir yukarı yürüdü. Bazılarımız "benim kimliğim yok,polis yakalarsa göz altına alınırım" dedi. Bazılarımız tek başına çıktı slogan attı,polis müdahele ederken kimse kimseyi kurtarmadı. Bazılarımız ara sokakta jipiyle gelip pankart açıp,polise inat yürüdük deyip show yaptı ve gitti.
Sonra ne mi oldu? Her şeyden bi haber insanlar bir aşağı bir yukarı yürümekten sıkılıp kendini buz gibi kafelere attı. Aynı günün akşamına da pride partilere gidip ne güzel yürüdüklerini kutladılar. Etrafta tüm bunlar olurken bu yürüyüşü düzenleyenler ortalıklarda yoktu. Evet çok az bir kitle de olsa çıkıp basın açıklaması yaptı,polisin darbına ve biber gazına dayandı. Çok kısa da olsa Lgbti bayrağı açıldı ama bunlar yine çok kısa sürdü. Çünkü polis basın açıklamasının bitmesini beklemeden insanlara saldırdı.
Şimdi bu yürüyüş Taksim yerine başka bir alanda örneğin Kadıköy de yapılamaz mı? Ya da alternatif alanlar,fikirler yaratılamaz mı? Önümüzde yani 2 Temmuz 2017 tarhinde yine Taksim de Trans Onur yürüyüşü yapılacak. Siz bu yürüyüşün yapılacağına inanıyor musunuz peki? Tabii ki yine yürüyüş falan yapılamayacak. Ve her sene böyle olaylar yaşandıkça insanlar "banane ben mi değiştireceğim bu düzeni,ben fişlenmek istemiyorum" mantığıyla hareket edecek ve Lgbti bireyleri hak ve özgürlüklerini aramaktan vazgeçecek. Ve her sene biraz daha azalarak bir gün tamamen yok olacağız. Çünkü bu özgürlük yürüyüşünde hak,hukuk,eğitim,sağlık ve birçok alanda dışlandığımızı ve bu haklardan yararlanamadığımızı anlatmamız gerekti. Temel hak ve özgürlüklerimizi kazanmak için yıl boyu etkinlikler yapılmalı,aslında bizim de diğer insanlardan farkımız olmadığını,içimizde birçok alanda dâhi kişilerin de bulunduğunu,bu topluma herkes gibi faydalı bir bireyler olduğumuzu anlatmamız gerek. Belki biz bir şey anlatmak zorunda mıyız diyenler de olacaktır,evet belki birilerine her şeyi anlatmak zorunda değiliz ama biz kimiz ve ne istiyoruz bunu bi anlatabilsek. Devlet belki bizi böyle görmek istemiyor ama bizi tanısa o da bizi çok sevecek ve destek verecek inanıyorum ben. Her geçen gün daha da görünür olmamız gerek.
Çok üzülerek söylüyorum ki, doğduğumuz anda bize atanan tüm hakları ömrümüz boyunca tekrar tekrar kazanmamız gerekiyor. Olsun,biz yine de yılmayalım. Alışın gitmiyoruz nidalarını asla bırakmayalım,her seferinde yasaklanan etkinliklerin bir sonrasında daha da çoğalarak gelelim.
Daha barışçıl ve özgür bir ülke olma ümidiyle...
Geçen seneler de olduğu gibi bu sene de ne yazık ki onur yürüyüşü gerçekleşemedi. Taksim meydanı zaten mayın tarlası gibi olmuş. Tramvay yoluna beton atılmış ve tramvayı kaldırmışlar. Her köşede bir çukur mevcut. Elbette ki bu yürüyüşe yol çalışmaları engel olmadı. Valiliğin yürüyüşe izin vermemesi,polisin renkli tshirt giyen herkesi sen onlardansın deyip ara sokağa çekmesi,insanların kıyafetlerinde feminist yazıyor diye caddenin ortasında soyunmasının istenmesi,polisin ara sokaklarda insanların üzerine yakın mesafeden biber gazı sıkması,çevredeki ara sokakta sıkışıp kalan insanların üzerine yürüyerek "sizi keseriz öldürürür,siz kimsiniz lan? "gibi bir çok sözlü ve fiziksel saldırıya uğraması,tüm bu olayları kayıt altına al dediğimiz Türk basınının "diğer taraf daha önemli" deyip polisin peşine takılması da yürüyüşe engel değildi. Tek engel yine bizdik.
Galatasaray Lisesinin önünde basın açıklaması yapılacak dendi yapılmadı,hiçbir dernek üyesi kişileri bir araya toplayıp bir kitle elde edemedi. Saat 17:00 de başlanacak denen yürüyüş hiçbir şekilde başlamadı,kulaktan dolma haberlerle millet cadde de bir aşağı bir yukarı yürüdü. Bazılarımız "benim kimliğim yok,polis yakalarsa göz altına alınırım" dedi. Bazılarımız tek başına çıktı slogan attı,polis müdahele ederken kimse kimseyi kurtarmadı. Bazılarımız ara sokakta jipiyle gelip pankart açıp,polise inat yürüdük deyip show yaptı ve gitti.
Sonra ne mi oldu? Her şeyden bi haber insanlar bir aşağı bir yukarı yürümekten sıkılıp kendini buz gibi kafelere attı. Aynı günün akşamına da pride partilere gidip ne güzel yürüdüklerini kutladılar. Etrafta tüm bunlar olurken bu yürüyüşü düzenleyenler ortalıklarda yoktu. Evet çok az bir kitle de olsa çıkıp basın açıklaması yaptı,polisin darbına ve biber gazına dayandı. Çok kısa da olsa Lgbti bayrağı açıldı ama bunlar yine çok kısa sürdü. Çünkü polis basın açıklamasının bitmesini beklemeden insanlara saldırdı.
Şimdi bu yürüyüş Taksim yerine başka bir alanda örneğin Kadıköy de yapılamaz mı? Ya da alternatif alanlar,fikirler yaratılamaz mı? Önümüzde yani 2 Temmuz 2017 tarhinde yine Taksim de Trans Onur yürüyüşü yapılacak. Siz bu yürüyüşün yapılacağına inanıyor musunuz peki? Tabii ki yine yürüyüş falan yapılamayacak. Ve her sene böyle olaylar yaşandıkça insanlar "banane ben mi değiştireceğim bu düzeni,ben fişlenmek istemiyorum" mantığıyla hareket edecek ve Lgbti bireyleri hak ve özgürlüklerini aramaktan vazgeçecek. Ve her sene biraz daha azalarak bir gün tamamen yok olacağız. Çünkü bu özgürlük yürüyüşünde hak,hukuk,eğitim,sağlık ve birçok alanda dışlandığımızı ve bu haklardan yararlanamadığımızı anlatmamız gerekti. Temel hak ve özgürlüklerimizi kazanmak için yıl boyu etkinlikler yapılmalı,aslında bizim de diğer insanlardan farkımız olmadığını,içimizde birçok alanda dâhi kişilerin de bulunduğunu,bu topluma herkes gibi faydalı bir bireyler olduğumuzu anlatmamız gerek. Belki biz bir şey anlatmak zorunda mıyız diyenler de olacaktır,evet belki birilerine her şeyi anlatmak zorunda değiliz ama biz kimiz ve ne istiyoruz bunu bi anlatabilsek. Devlet belki bizi böyle görmek istemiyor ama bizi tanısa o da bizi çok sevecek ve destek verecek inanıyorum ben. Her geçen gün daha da görünür olmamız gerek.
Çok üzülerek söylüyorum ki, doğduğumuz anda bize atanan tüm hakları ömrümüz boyunca tekrar tekrar kazanmamız gerekiyor. Olsun,biz yine de yılmayalım. Alışın gitmiyoruz nidalarını asla bırakmayalım,her seferinde yasaklanan etkinliklerin bir sonrasında daha da çoğalarak gelelim.
Daha barışçıl ve özgür bir ülke olma ümidiyle...
Histerektomi/Rahim Ve Yumurtalık Ameliyatı
Merhaba arkadaşlar;
Histerektomi/rahim ve yumurtalık ameliyatını Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesinin artık yapmadığını ama sadece ameliyat günü verdiği kişileri ameliyat ettiğini anlatmıştım bir önceki yazıda. Ameliyat günü verilmiş ve ameliyatını Cerrahpaşada olacak arkadaşların ne yapması gerektiğini kısaca anlatayım. Ve tabii eğer bir gün olurda hastanenin aklı başına gelir ameliyatları tekrar başlatırsa diğer arkadaşlara da kolaylık olacak bilgileri yazıyorum.
Hastanenin kadın doğum bölümüne muayene olmak şart,eğer başka hastanede muayene olmuş ama ameliyatınızı bu hastanede yaptırmak istiyorsanız kadın doğum bölümüne randevu alıyorsunuz ve muayene oluyorsunuz. Mahkeme kararınızın uygun olup olmadığı yine bu aşamada kadın doğum bölümü doktorları kontrol ediyor. Mahkeme kararınız tam ve muayenenizi olmuşsanız kadın doğum sizi aseptik bölümüne sevk ediyor. Aynı binanın 4. katına çıkıp sevk kağıdını hemşireye veriyorsunuz. Hemşire size dosya açıyor ve ameliyat günü veriyor. Dosya dediğim küçük bir defter,buraya adınız,soyadınız,telefon numaranız,ameliyat günü ve dosya numarasınız yazılıyor. Dosya numarasının yazdığı bu kağıdı kaybetmeyin. Aşağıdaki gibi. (Üzeri çarpı ile çizilen yazı kafanızı karıştırmasın,bizim için önemli bir yazı değil. Defter no da sizin adınıza açılan dosyanın numarası,o numara size özel.)
Ameliyat tarihinden en az 15 gün önce kan vermeniz için tekrar hastaneye gelmeniz isteniyor. Yine size bununla ilgili kağıt veriliyor. Aşağıdaki gibi. (Örneğin;21 Şubatta kan verilecek,7 martta hastaneye yatış yapılacak.)
Bu kağıt ile size verilen tarihte randevu almadan aseptik bölümüne gelin. Aseptik bölümüne geldiğinizde hemşire dosya numaranız ile ameliyat gününüze bakacak,size gerekli kan tahlili,kalp ekg'si ve akciğer filmi için yapmanız gerekenleri anlatacak. Laboratuvarların nerede olduğunu,nereye kan vereceğinizi ve ekg için nereye gideceğinizi yazan bir kağıt verilecek size. Aşağıdaki gibi.
Kan verip ekg'nizi de çektirdikten sonra aynı gün içinde saat 14:00-14:30 arası anestezi doktoru ile görüşmeniz için tekrar aseptiğe gelmeniz isteniyor. Ameliyat olacak hastalar bu saatte kadın doğum bölümünde oluyor. Haliyle biraz kalabalık oluyor ve kişiler burada kendi aralarında sıra yapıyor en azından biz öyle yaptık siz de bunu teklif ederseniz diğer hastalara,geç olmadan muayene olmuş olursunuz.
Anestezi doktoru sizinle özel konuşuyor,yakınınız girmek için ısrar etmesin derim. Anestezi doktoru size kısa sorular sorarak ameliyata engel olacak bir hastalığınız var mı bunları öğreniyor. Örneğin; Devamlı kullandığınız ilaç var mı? Takma diş,tel vb. şeyler var mı? Ailede kalp,şeker,tansiyon var mı? Bunlar gibi sizi tanımaya yönelik sorular soruyor. Ayrıca doktor ağzınıza bakıyor,ağız içinde ya da boğazda herhangi bir şey var mı diye. Sonra ciğerlerinizi dinliyor. Tüm muayene bu kadar. Tüm tahlil ve doktor muayenesi sonunda sorun çıkmazsa ameliyat olmanıza onay veriliyor. Muayene sonunda merak ettiğiniz soru varsa doktor bunları cevaplıyor. Ameliyattan bir gün önce hastaneye yatışınızı yaptırıyorsunuz. Cerrahpaşa hastanesinde ameliyat öncesi yapılacaklar bu kadar.
Histerektomi/rahim ve yumurtalık ameliyatı yapan bir diğer hastane ise; İstanbul (Üsküdar) Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim Ve Araştırma Hastanesi. Bu hastanede ameliyat süreci ise;ilk önce kadın doğum bölümünden Uzman Doktor Resul Karakuş'a muayene için kayıt yaptırıyorsunuz,182 den randevu da alabilirsiniz. Genelde doktorun asistanları muayene ediyor sizi,Resul hoca yoğun olarak ameliyat yaptığı için polikliniğe çok fazla uğramıyor. Sıra size geldiğinde cinsiyet geçişi için gelmiştim derseniz onlar size yardımcı oluyor. Herhangi bir elle muayene falan olmuyor ya da tekrar bir muayeneye girmeniz gerekmiyor. Burada sadece doktor başka ameliyat olup olmadığınızı,smear testi yaptırıp yaptırmadığınızı,devamlı kullandığınız ilacın olup olmadığını soruyor. (Hormon alıyorsanız kullandığınız hormon ilacının adını söyleyin. Sustanon ya da nebido gibi. Bunların dışında astım ilacı gibi devamlı kullandığınız ilaçları da muhakkak söyleyin.) Doktor sizden aldığı cevapları "Jinekoloji polikliniği servis bilgilendirme formu'na" not alıyor ve bu kağıdı size veriyor. Doktor bilgilerinizi bilgisayara aktardıktan sonra aynı binanın içindeki kan alma bölümüne kan veriyorsunuz. Yine aynı binada kalp ekg'si çektiriyorsunuz. Akciğer filmi için çocuk acil'in yanındaki binanın bir alt katına iniyorsunuz ve sekretere kayıt yaptırarak röntgene giriyorsunuz. Eğer bölüm yoğun değilse hemen sizi alıyorlar. Tüm bu işlemleri yaptırdıktan sonra sonuçların ne zaman çıkacağını size söylüyorlar. Kalp ekg sonucu direkt size veriliyor,kan ve akciğer filmi dahiliye doktorunun ekranına düşüyor. Sonuçlarınızı dahiliye doktoruna gösteriyorsunuz bunun için yine ya 182 den ya da prefabrik binanın girişinde bulunan sekreterden o gün için dahiliye bölümüne giriş yaptırarak sıra alabiliyorsunuz. Sekreter sıra veremem derse 182 den alamadım,cinsiyet geçiş ameliyatı için geldim derseniz size o gün için sıra verebilir. Dahiliye doktoruna göründükten ve ameliyat olabilir onayını aldıktan sonra kadın doğum bölümü sekreterinden anestezi için giriş yaptırıyorsunuz. Yine bazı durumlarda randevu alın denebilir. Kolaylık olması açısından eğer aynı güne alabiliyorsanız iki bölüm için 182 den randevu alabilirsiniz. Yine anestezi doktoru sizi tanımaya yönelik sorular soruyor. Bu bölümde de ameliyat için onay alırsanız,jinekoloji servisine çıkarak ameliyat gününüzü alıyorsunuz. (Jinekoloji bölümü çocuk acil'in yanındaki binanın 4. katı. Çocuk acil binasında "incinsen de incitme" yazıyor,buradaki yazıyı görüyorsanız doğru yerdesiniz demektir.) Jinekoloji servisine girdiğinizde karşınıza gelen masadan ameliyat günü için gerekli işlemleri yaptırabilirsiniz.
Üsküdar Zeynep Kamil Araştırma Hastanesinde ameliyat için ameliyat gününden bir gün önce hastaneye geliyorsunuz. Jinekoloji polikliniğinden yatış için kayıt açtırıyorsunuz. (Poliklinikler hastane girişinin sağında kalan tek katlı prepabrik bina.) Burada size barkod verilecek bu barkod ile jinekoloji servisine çıkıyorsunuz. Girişte sağ tarafta kalan doktor bankosundaki doktora yatış için geldiğinizi söyleyin. Yine burada doktor size birkaç form doldurtacak. Örneğin; Kaç yaşında regl oldun? En son ne zaman regl oldun? Sigara,alkol kullanıyor musun kullanıyorsan ne sıklıkla? Devamlı kullandığın ilaç var mı? gibi sorular soruyor. Burada size cinsel ilişkiye girip girmediğiniz ve bakir olup olmadığınızda soruluyor. Eğer bakir iseniz ameliyat esnasında bu zarın yırtılacağı bilgisi veriliyor. Ameliyat Laparoskopik histerektomi (kamera yöntemi ile-kapalı rahim ve yumurtalık ameliyatı) ile göbek deliği ve etrafından girilerek ameliyat gerçekleştiriliyor ama ameliyat esnasında bir aksilik olursa açık ameliyata geçileceğini ve bunu kabul ettiğinize dair bir yazı ve imza alınıyor sizden. Tüm bu işlemler bittikten sonra size verilen odaya geçiyorsunuz. Birkaç saat içinde tansiyon ve ateş ölçülüyor,kan alınıyor ve damar yolu açılıyor. (Damar yolunu sağ kolunuzdan ve kol kıvrımından olmayacak şeklinde açtırmanızı tavsiye ederim.)
Hastaneye yatışınızı yaptırdıktan sonra hastane dışına çıkmamanız söyleniyor,acil değilse hastaneden uzaklaşmayın. Yatışınızı yaptırdıktan sonra gece saat 22:00'a kadar yemek yiyebilirsiniz. Bu saatte hemşire size iki tüp ilaç ile lavman yapıyor. Lavmandan sonra katı gıdayı kesin gece 00:00'a kadar sıvı şeyler tüketin. Sabah kahvaltı yapmayın,zaten gece 00:00 dan sonra yeme içmeyi kesmiş olmanız lazım. (Lavman yapıldıktan sonra hemen tuvalete çıkmayın,bekleyebildiğiniz kadar bekleyin ki bağırsaklarınız iyice boşalsın.)
Sabah aksilik olmazsa 08:30-09:00 gibi ameliyata alınıyorsunuz. Üzerinizde en ufak bir takı,ip ya da kıyafet gibi bir şey kalmayacak şekilde ameliyata girin. Odanızda size verilen elbise ve boneleri giyiyor ve hasta bakıcılar sizi tekerlekli sandalye ile ameliyathaneye indiriyor. Ameliyat yaklaşık olarak iki buçuk ya da üç saat sürüyor. Eğer daha fazla kalırsanız aileniz telaşlanmasın siz ameliyathanede kendinize gelmeden odaya çıkarılmıyorsunuz. Ameliyat sonrası kan değerleriniz normal ve gaz çıkarmış iseniz hemen ertesi gün taburcu oluyorsunuz. Taburcu olunca size üremeden yoksun olduğunuza dair sağlık raporu,ameliyat raporu,epikriz,isterseniz laboratuvar tetkik sonuçları (kan değerlerinizin sonuçları) ve çalışıyorsanız 10 günlük iş görememezlik raporu veriliyor.
Hemen hemen her hastanede prosedürler aynı. Histerektomi ameliyatı sonrası çok dikkat etmeniz gerek,mümkünse refakatçiniz olsun ve takiben üç ay kendinizi zorlayacak şekilde ağırlıklar kaldırmayın. Taburcu olduğunuzda size verilen ilaçları aksatmadan kullanın,bir gün arayla ayakta ve çok uzun süre olmamak şartı ile duş alın. Ameliyat sonrası duş almaktan korkmayın,yıkanmazsanız enfeksiyon kapabilirsiniz. Duştan çıktığınızda ameliyat bölgenizi havlu ya da başka şeylerle kurulamayın. Dikişlerinizi saç kurutma makinesi ile kurutun ve dikiş yerlerinize pamuk yardımı ile baticonol sürün. Dikiş bölgenizin mikrop kapmaması için dikişlere Thiocilline (Antibiyotik krem) de sürebilirsiniz. Kremi eliniz ile değil de kulak çubuğu ile sürün ve asla bir dikişe sürdüğünüz pamuğu başka bir dikişe değdirmeyin,mikrop kapabilirsiniz. Bunun dışında bir süre gaz yapacak yiyecekler yemezseniz en kısa sürede toparlanabilirsiniz.
Zeynep Kamil hastanesinin tüm personeli çok ilgili ve sizi anlayışla karşılıyor. Tabii ki hastanede kaldığınız süre boyunca ve sizden sonra gelecek trans erkekleri de düşünerek hareket etmenizde fayda var. En küçük yanlış anlaşılma şikayetle sonuçlanır ve bu yüzden ameliyatlar durabilir. Kadın doğum bölümünde yatacağınız için koridorda dolaşmanız sıkıntı yaratabiliyor. Mümkünse ameliyata sakal tıraşı olarak gidin,eğer sakallı giderseniz doktor sizden tıraş olmanızı istiyor.
NOT: Histerektomi ameliyatı aşağıda ki gibi küçük kesiler ve göbek deliği içinden girilerek yapılmaktadır.
Histerektomi/rahim ve yumurtalık ameliyatını Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesinin artık yapmadığını ama sadece ameliyat günü verdiği kişileri ameliyat ettiğini anlatmıştım bir önceki yazıda. Ameliyat günü verilmiş ve ameliyatını Cerrahpaşada olacak arkadaşların ne yapması gerektiğini kısaca anlatayım. Ve tabii eğer bir gün olurda hastanenin aklı başına gelir ameliyatları tekrar başlatırsa diğer arkadaşlara da kolaylık olacak bilgileri yazıyorum.
Hastanenin kadın doğum bölümüne muayene olmak şart,eğer başka hastanede muayene olmuş ama ameliyatınızı bu hastanede yaptırmak istiyorsanız kadın doğum bölümüne randevu alıyorsunuz ve muayene oluyorsunuz. Mahkeme kararınızın uygun olup olmadığı yine bu aşamada kadın doğum bölümü doktorları kontrol ediyor. Mahkeme kararınız tam ve muayenenizi olmuşsanız kadın doğum sizi aseptik bölümüne sevk ediyor. Aynı binanın 4. katına çıkıp sevk kağıdını hemşireye veriyorsunuz. Hemşire size dosya açıyor ve ameliyat günü veriyor. Dosya dediğim küçük bir defter,buraya adınız,soyadınız,telefon numaranız,ameliyat günü ve dosya numarasınız yazılıyor. Dosya numarasının yazdığı bu kağıdı kaybetmeyin. Aşağıdaki gibi. (Üzeri çarpı ile çizilen yazı kafanızı karıştırmasın,bizim için önemli bir yazı değil. Defter no da sizin adınıza açılan dosyanın numarası,o numara size özel.)
Ameliyat tarihinden en az 15 gün önce kan vermeniz için tekrar hastaneye gelmeniz isteniyor. Yine size bununla ilgili kağıt veriliyor. Aşağıdaki gibi. (Örneğin;21 Şubatta kan verilecek,7 martta hastaneye yatış yapılacak.)
Kan verip ekg'nizi de çektirdikten sonra aynı gün içinde saat 14:00-14:30 arası anestezi doktoru ile görüşmeniz için tekrar aseptiğe gelmeniz isteniyor. Ameliyat olacak hastalar bu saatte kadın doğum bölümünde oluyor. Haliyle biraz kalabalık oluyor ve kişiler burada kendi aralarında sıra yapıyor en azından biz öyle yaptık siz de bunu teklif ederseniz diğer hastalara,geç olmadan muayene olmuş olursunuz.
Anestezi doktoru sizinle özel konuşuyor,yakınınız girmek için ısrar etmesin derim. Anestezi doktoru size kısa sorular sorarak ameliyata engel olacak bir hastalığınız var mı bunları öğreniyor. Örneğin; Devamlı kullandığınız ilaç var mı? Takma diş,tel vb. şeyler var mı? Ailede kalp,şeker,tansiyon var mı? Bunlar gibi sizi tanımaya yönelik sorular soruyor. Ayrıca doktor ağzınıza bakıyor,ağız içinde ya da boğazda herhangi bir şey var mı diye. Sonra ciğerlerinizi dinliyor. Tüm muayene bu kadar. Tüm tahlil ve doktor muayenesi sonunda sorun çıkmazsa ameliyat olmanıza onay veriliyor. Muayene sonunda merak ettiğiniz soru varsa doktor bunları cevaplıyor. Ameliyattan bir gün önce hastaneye yatışınızı yaptırıyorsunuz. Cerrahpaşa hastanesinde ameliyat öncesi yapılacaklar bu kadar.
Histerektomi/rahim ve yumurtalık ameliyatı yapan bir diğer hastane ise; İstanbul (Üsküdar) Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim Ve Araştırma Hastanesi. Bu hastanede ameliyat süreci ise;ilk önce kadın doğum bölümünden Uzman Doktor Resul Karakuş'a muayene için kayıt yaptırıyorsunuz,182 den randevu da alabilirsiniz. Genelde doktorun asistanları muayene ediyor sizi,Resul hoca yoğun olarak ameliyat yaptığı için polikliniğe çok fazla uğramıyor. Sıra size geldiğinde cinsiyet geçişi için gelmiştim derseniz onlar size yardımcı oluyor. Herhangi bir elle muayene falan olmuyor ya da tekrar bir muayeneye girmeniz gerekmiyor. Burada sadece doktor başka ameliyat olup olmadığınızı,smear testi yaptırıp yaptırmadığınızı,devamlı kullandığınız ilacın olup olmadığını soruyor. (Hormon alıyorsanız kullandığınız hormon ilacının adını söyleyin. Sustanon ya da nebido gibi. Bunların dışında astım ilacı gibi devamlı kullandığınız ilaçları da muhakkak söyleyin.) Doktor sizden aldığı cevapları "Jinekoloji polikliniği servis bilgilendirme formu'na" not alıyor ve bu kağıdı size veriyor. Doktor bilgilerinizi bilgisayara aktardıktan sonra aynı binanın içindeki kan alma bölümüne kan veriyorsunuz. Yine aynı binada kalp ekg'si çektiriyorsunuz. Akciğer filmi için çocuk acil'in yanındaki binanın bir alt katına iniyorsunuz ve sekretere kayıt yaptırarak röntgene giriyorsunuz. Eğer bölüm yoğun değilse hemen sizi alıyorlar. Tüm bu işlemleri yaptırdıktan sonra sonuçların ne zaman çıkacağını size söylüyorlar. Kalp ekg sonucu direkt size veriliyor,kan ve akciğer filmi dahiliye doktorunun ekranına düşüyor. Sonuçlarınızı dahiliye doktoruna gösteriyorsunuz bunun için yine ya 182 den ya da prefabrik binanın girişinde bulunan sekreterden o gün için dahiliye bölümüne giriş yaptırarak sıra alabiliyorsunuz. Sekreter sıra veremem derse 182 den alamadım,cinsiyet geçiş ameliyatı için geldim derseniz size o gün için sıra verebilir. Dahiliye doktoruna göründükten ve ameliyat olabilir onayını aldıktan sonra kadın doğum bölümü sekreterinden anestezi için giriş yaptırıyorsunuz. Yine bazı durumlarda randevu alın denebilir. Kolaylık olması açısından eğer aynı güne alabiliyorsanız iki bölüm için 182 den randevu alabilirsiniz. Yine anestezi doktoru sizi tanımaya yönelik sorular soruyor. Bu bölümde de ameliyat için onay alırsanız,jinekoloji servisine çıkarak ameliyat gününüzü alıyorsunuz. (Jinekoloji bölümü çocuk acil'in yanındaki binanın 4. katı. Çocuk acil binasında "incinsen de incitme" yazıyor,buradaki yazıyı görüyorsanız doğru yerdesiniz demektir.) Jinekoloji servisine girdiğinizde karşınıza gelen masadan ameliyat günü için gerekli işlemleri yaptırabilirsiniz.
Üsküdar Zeynep Kamil Araştırma Hastanesinde ameliyat için ameliyat gününden bir gün önce hastaneye geliyorsunuz. Jinekoloji polikliniğinden yatış için kayıt açtırıyorsunuz. (Poliklinikler hastane girişinin sağında kalan tek katlı prepabrik bina.) Burada size barkod verilecek bu barkod ile jinekoloji servisine çıkıyorsunuz. Girişte sağ tarafta kalan doktor bankosundaki doktora yatış için geldiğinizi söyleyin. Yine burada doktor size birkaç form doldurtacak. Örneğin; Kaç yaşında regl oldun? En son ne zaman regl oldun? Sigara,alkol kullanıyor musun kullanıyorsan ne sıklıkla? Devamlı kullandığın ilaç var mı? gibi sorular soruyor. Burada size cinsel ilişkiye girip girmediğiniz ve bakir olup olmadığınızda soruluyor. Eğer bakir iseniz ameliyat esnasında bu zarın yırtılacağı bilgisi veriliyor. Ameliyat Laparoskopik histerektomi (kamera yöntemi ile-kapalı rahim ve yumurtalık ameliyatı) ile göbek deliği ve etrafından girilerek ameliyat gerçekleştiriliyor ama ameliyat esnasında bir aksilik olursa açık ameliyata geçileceğini ve bunu kabul ettiğinize dair bir yazı ve imza alınıyor sizden. Tüm bu işlemler bittikten sonra size verilen odaya geçiyorsunuz. Birkaç saat içinde tansiyon ve ateş ölçülüyor,kan alınıyor ve damar yolu açılıyor. (Damar yolunu sağ kolunuzdan ve kol kıvrımından olmayacak şeklinde açtırmanızı tavsiye ederim.)
Hastaneye yatışınızı yaptırdıktan sonra hastane dışına çıkmamanız söyleniyor,acil değilse hastaneden uzaklaşmayın. Yatışınızı yaptırdıktan sonra gece saat 22:00'a kadar yemek yiyebilirsiniz. Bu saatte hemşire size iki tüp ilaç ile lavman yapıyor. Lavmandan sonra katı gıdayı kesin gece 00:00'a kadar sıvı şeyler tüketin. Sabah kahvaltı yapmayın,zaten gece 00:00 dan sonra yeme içmeyi kesmiş olmanız lazım. (Lavman yapıldıktan sonra hemen tuvalete çıkmayın,bekleyebildiğiniz kadar bekleyin ki bağırsaklarınız iyice boşalsın.)
Sabah aksilik olmazsa 08:30-09:00 gibi ameliyata alınıyorsunuz. Üzerinizde en ufak bir takı,ip ya da kıyafet gibi bir şey kalmayacak şekilde ameliyata girin. Odanızda size verilen elbise ve boneleri giyiyor ve hasta bakıcılar sizi tekerlekli sandalye ile ameliyathaneye indiriyor. Ameliyat yaklaşık olarak iki buçuk ya da üç saat sürüyor. Eğer daha fazla kalırsanız aileniz telaşlanmasın siz ameliyathanede kendinize gelmeden odaya çıkarılmıyorsunuz. Ameliyat sonrası kan değerleriniz normal ve gaz çıkarmış iseniz hemen ertesi gün taburcu oluyorsunuz. Taburcu olunca size üremeden yoksun olduğunuza dair sağlık raporu,ameliyat raporu,epikriz,isterseniz laboratuvar tetkik sonuçları (kan değerlerinizin sonuçları) ve çalışıyorsanız 10 günlük iş görememezlik raporu veriliyor.
Hemen hemen her hastanede prosedürler aynı. Histerektomi ameliyatı sonrası çok dikkat etmeniz gerek,mümkünse refakatçiniz olsun ve takiben üç ay kendinizi zorlayacak şekilde ağırlıklar kaldırmayın. Taburcu olduğunuzda size verilen ilaçları aksatmadan kullanın,bir gün arayla ayakta ve çok uzun süre olmamak şartı ile duş alın. Ameliyat sonrası duş almaktan korkmayın,yıkanmazsanız enfeksiyon kapabilirsiniz. Duştan çıktığınızda ameliyat bölgenizi havlu ya da başka şeylerle kurulamayın. Dikişlerinizi saç kurutma makinesi ile kurutun ve dikiş yerlerinize pamuk yardımı ile baticonol sürün. Dikiş bölgenizin mikrop kapmaması için dikişlere Thiocilline (Antibiyotik krem) de sürebilirsiniz. Kremi eliniz ile değil de kulak çubuğu ile sürün ve asla bir dikişe sürdüğünüz pamuğu başka bir dikişe değdirmeyin,mikrop kapabilirsiniz. Bunun dışında bir süre gaz yapacak yiyecekler yemezseniz en kısa sürede toparlanabilirsiniz.
Zeynep Kamil hastanesinin tüm personeli çok ilgili ve sizi anlayışla karşılıyor. Tabii ki hastanede kaldığınız süre boyunca ve sizden sonra gelecek trans erkekleri de düşünerek hareket etmenizde fayda var. En küçük yanlış anlaşılma şikayetle sonuçlanır ve bu yüzden ameliyatlar durabilir. Kadın doğum bölümünde yatacağınız için koridorda dolaşmanız sıkıntı yaratabiliyor. Mümkünse ameliyata sakal tıraşı olarak gidin,eğer sakallı giderseniz doktor sizden tıraş olmanızı istiyor.
NOT: Histerektomi ameliyatı aşağıda ki gibi küçük kesiler ve göbek deliği içinden girilerek yapılmaktadır.
![]() |
| Ameliyat bölgesinin iyileşmiş hali |
İstanbul Cerrahpaşa Hastanesi/Kadın Doğum Bölümü
Merhaba arkadaşlar;
İstanbul Cerrahpaşa Hastanesi yakın bir zaman önce rahim ve yumurtalık ameliyatlarını artık yapmayacağını söylemiş bir kaç kişiye. Yakın arkadaşım ameliyat günü aldığı için gidip konuşmak istedik doğru mu diye. Hastane kendisinden ameliyat için testler istemiş ve bu testleri yaptırmak için de gün vermiş,biz de o tarihte hastanenin kadın doğum bölümüne gittik. Kadın doğum bölümünde ki doktorlar artık bu ameliyatların yapılmadığını söylediler. Ameliyat günü veriliyor,hatta kişiler bu günlere göre işlerini ve hormon alımlarını ayarlıyor ki arkadaşım da ameliyat olacağı için hormon alımını kesmişti. Tüm bunları ilgili doktora aktardık ama o da "Bizim yapabileceğimiz bir şey yok,başhekimlik böyle bir karar aldı. Sizin ameliyatlarınız ya da burada ameliyat oluşunuzda bizim için bir sakınca yok. İstiyorsanız kürsüde Bora bey var ona şikâyetlerinizi iletin" dedi. Doktora durumun keyfi olmadığını,en azından telefonla arayarak kişilerin bilgilendirilmesi gerektiğini ve hastanenin ben ameliyatlara izin vermiyorum gibi bir hakkı olmadığını,bu yapılanın bir suç olduğunu söyledik. Doktor elbette bu durumun bir suç olduğunu,sağlık hakkının engellendiğini,Bimer ya da gerekli yerlere şikâyet edilmesi gerektiğini söyledi.
O kadar konuşma ve izahlarımıza rağmen ameliyat için ortak bir noktaya varamadık. Bunun üzerine kürsüye şikâyet için gittik ama yetkili Bora bey yoktu yerinde,onun yerine bakan görevliye durumumuzu anlattık ve artık neden bu ameliyatların yapılmadığını sorduk. Kendisi "herhangi bir neden yok,öyle karar alındı artık sizin ameliyatlarınız yapılmayacak" dedi. Hastanede bir yoğunluk ya da trans erkeklerin kadın doğum odalarını kullanıyor olmasından,diğer hastalar rahatsız olup da şikâyette mi bulundular diye sorduk. Ama görevli böyle bir yoğunluğun olmadığını ve başka hastalar tarafından da şikâyet gelmediğini söyledi. Yoğunluk ya da şikâyet yoksa bunun tek açıklaması transfobi ve homofobidir dediğimizde kendisi sessiz kaldı. Ameliyatların neden yapılmadığını anlamadık ve geçerli bir sebep de duymadık kendisinden. Bunun üzerine kendisine hastaneyi gerekli yerlere şikâyet edeceğimizi,bu yaptıklarının suç olduğunu belirttik ama kendisi ısrarla bir neden olmadığını ve başhekimliğin böyle bir karar aldığını kesin cümlelerle belirtti.
Evet yaptıkları bir suçtu ama şimdilik yapacak bir şey yoktu. Başka arkadaşlara aynı günlerde ameliyat için gün verilmesi ve başka insanların ameliyatlarını iptal etmesi çok garip. Bizim aklımıza gelen tek neden devletin artık bu ameliyatları yavaştan yasakladığı ve gerekli ödenekleri çektiği. Tabii bu bizim düşüncemiz ama hastanenin devletten ödenek alamadığı için duvarlarının yıkıldığını görünce acaba diye düşünmeden edemiyorsunuz. Hatta parası olmayan hastane girişte bulunan binayı restore etmeye başlamış bile!
Bugünlerde hastaneye şikâyetlerin çok fazla gelmesi sonucu en azından ameliyat günü verilen kişilerin ameliyatlarını yapmaya başladıkları konusunda bir gelişme olduğunu duydum. Evet çok geç kalınmış bir karar ama ameliyat günü alan ve iptal edilenler arkadaşların hastane ile görüşmesinde fayda var. Hemen hemen herkes şehir dışından geliyor,gününü alan ve başka hastanede ameliyat günü almayan arkadaşlar hastaneye giderek yeni ameliyat günü almalarını tavsiye ederim. Tabii ki bu yeterli değil,hastanenin hastalarını mağdur ettiği için gerekli yerlere şikâyet edilmesi gerek. Bunun için Bimer'e yazabilir ya da hastanenin hasta hakları bölümüne de şikâyette bulunabilirsiniz. Lütfen ameliyat olan arkadaşlar da banane ben oldum ameliyatımı demesin ve şikâyet etsin.
İstanbul Cerrahpaşa Hastanesi yakın bir zaman önce rahim ve yumurtalık ameliyatlarını artık yapmayacağını söylemiş bir kaç kişiye. Yakın arkadaşım ameliyat günü aldığı için gidip konuşmak istedik doğru mu diye. Hastane kendisinden ameliyat için testler istemiş ve bu testleri yaptırmak için de gün vermiş,biz de o tarihte hastanenin kadın doğum bölümüne gittik. Kadın doğum bölümünde ki doktorlar artık bu ameliyatların yapılmadığını söylediler. Ameliyat günü veriliyor,hatta kişiler bu günlere göre işlerini ve hormon alımlarını ayarlıyor ki arkadaşım da ameliyat olacağı için hormon alımını kesmişti. Tüm bunları ilgili doktora aktardık ama o da "Bizim yapabileceğimiz bir şey yok,başhekimlik böyle bir karar aldı. Sizin ameliyatlarınız ya da burada ameliyat oluşunuzda bizim için bir sakınca yok. İstiyorsanız kürsüde Bora bey var ona şikâyetlerinizi iletin" dedi. Doktora durumun keyfi olmadığını,en azından telefonla arayarak kişilerin bilgilendirilmesi gerektiğini ve hastanenin ben ameliyatlara izin vermiyorum gibi bir hakkı olmadığını,bu yapılanın bir suç olduğunu söyledik. Doktor elbette bu durumun bir suç olduğunu,sağlık hakkının engellendiğini,Bimer ya da gerekli yerlere şikâyet edilmesi gerektiğini söyledi.
O kadar konuşma ve izahlarımıza rağmen ameliyat için ortak bir noktaya varamadık. Bunun üzerine kürsüye şikâyet için gittik ama yetkili Bora bey yoktu yerinde,onun yerine bakan görevliye durumumuzu anlattık ve artık neden bu ameliyatların yapılmadığını sorduk. Kendisi "herhangi bir neden yok,öyle karar alındı artık sizin ameliyatlarınız yapılmayacak" dedi. Hastanede bir yoğunluk ya da trans erkeklerin kadın doğum odalarını kullanıyor olmasından,diğer hastalar rahatsız olup da şikâyette mi bulundular diye sorduk. Ama görevli böyle bir yoğunluğun olmadığını ve başka hastalar tarafından da şikâyet gelmediğini söyledi. Yoğunluk ya da şikâyet yoksa bunun tek açıklaması transfobi ve homofobidir dediğimizde kendisi sessiz kaldı. Ameliyatların neden yapılmadığını anlamadık ve geçerli bir sebep de duymadık kendisinden. Bunun üzerine kendisine hastaneyi gerekli yerlere şikâyet edeceğimizi,bu yaptıklarının suç olduğunu belirttik ama kendisi ısrarla bir neden olmadığını ve başhekimliğin böyle bir karar aldığını kesin cümlelerle belirtti.
Evet yaptıkları bir suçtu ama şimdilik yapacak bir şey yoktu. Başka arkadaşlara aynı günlerde ameliyat için gün verilmesi ve başka insanların ameliyatlarını iptal etmesi çok garip. Bizim aklımıza gelen tek neden devletin artık bu ameliyatları yavaştan yasakladığı ve gerekli ödenekleri çektiği. Tabii bu bizim düşüncemiz ama hastanenin devletten ödenek alamadığı için duvarlarının yıkıldığını görünce acaba diye düşünmeden edemiyorsunuz. Hatta parası olmayan hastane girişte bulunan binayı restore etmeye başlamış bile!
Bugünlerde hastaneye şikâyetlerin çok fazla gelmesi sonucu en azından ameliyat günü verilen kişilerin ameliyatlarını yapmaya başladıkları konusunda bir gelişme olduğunu duydum. Evet çok geç kalınmış bir karar ama ameliyat günü alan ve iptal edilenler arkadaşların hastane ile görüşmesinde fayda var. Hemen hemen herkes şehir dışından geliyor,gününü alan ve başka hastanede ameliyat günü almayan arkadaşlar hastaneye giderek yeni ameliyat günü almalarını tavsiye ederim. Tabii ki bu yeterli değil,hastanenin hastalarını mağdur ettiği için gerekli yerlere şikâyet edilmesi gerek. Bunun için Bimer'e yazabilir ya da hastanenin hasta hakları bölümüne de şikâyette bulunabilirsiniz. Lütfen ameliyat olan arkadaşlar da banane ben oldum ameliyatımı demesin ve şikâyet etsin.
Ameliyat Davası Dosyasının Belirsizliği
Merhaba Arkadaşlar;
Yaklaşık dokuz aydır yargıtayın cevap vermesini bekliyorum. Bu süre zarfı içinde sürekli kaleme giderek orayı da biraz çıldırttım. Kalem müdürü en son gittiğimde davaların sonuçlarının gelmeye başladığını ama eğer istersem yargıtay dosya numaram ile yargıtayı arayarak dosyam hakkında bilgi alabileceğimi söyledi. (Yargıtay numarası 0312 416 10 00) Dosyanızı sorgulatmak için kaçıncı yargıtayda olduğunu bilmeniz gerek. Benim dosyam 18. hukuk dairesinde,telefona çıkan görevliye direkt kaçıncı hukuk dairesi ile görüşmek istediğinizi söylerseniz bağlıyorlar. 18. hukuk dairesine bağlandıktan sonra kalem müdürünün size vermiş olduğu mahkeme dosya numaranızdan farklı dosya numarasını vereceksiniz,bu numarayı sizin dosyanıza bakıp kalem müdürü söylüyor. Tamamen dosya numaranızdan farklı çünkü dosya yargıtayda olduğu için orada da numaralandırılıyor. Örneğin; açmış olduğunuz davanın dosya numarası 2017/000 ama dosyanızın yargıtay numarası 2017/1234,davayı açmış olduğunuz yıl aynı olacak şekilde numaralandırılıyor.
Dosya numaranızı söyleyince görevli dosyanızı kontrol edip sizi bilgilendiriyor. Benim şansıma 18. Yargıtay 8. Yargıtaya taşındığı için dosyanın akıbeti yine meçhul olarak kaldı. Tabii binlerce dosya olduğu için bu taşınma işlerinin şubat sonu hatta daha da uzun olacağını söylediler. Ara ara arayıp son durumun ne olduğunu soruyorum ama artık dosya numarasından da tanıdıkları için sürekli aramamam konusunda yine bir çıkış yedim.
Bilindiği üzere Türkiye de iktidar ve koltuk hevesi yüzünden her gün anayasa,mahkemeler,kanunlar vs. gibi bir çok şey değişiyor. Başkanlık sistemi ile de mahkeme,yargılama ve hukuk alanları da değişeceği için bütün davalar ya ordan oraya taşınıyor ya da askıda kalıyor. Henüz kabul edilen başkanlık sistemi yok ama sonuçların taraflarına olacağı bilindiği için şimdiden mahkemeler değişmeye başladı. Bu da şu demek,biz yüce adaletten gelecek en küçük olumlu ya da olumsuz bir cevabı beklerken kanser olmaya bir adım daha da yaklaşıyoruz. Dava bir şekilde sonuçlansın diye bekliyorum çünkü ameliyat olamadığım süre uzadıkça hem psikolojik hem de fiziksel olarak risk altındayım. Kullanmış olduğum hormon üreme organlarıma zarar verdiği için bu ameliyat trans bireyler için risk demek. Tabii biz bunu kimseye izah edemiyoruz,onlara göre durumumuz bir hastalık ve tedavisi mümkün!
Bu arada Bimer ya da herhangi bir yere şikâyet etmekte bir işe yaramıyor. Yargıtay dosyalarının ne durumda olduğunu söyleyecek yetkileri olmadığını söyledikleri bir yazıyla karşılaşıyorsunuz. O yazı da şudur "Anayasanın 138. maddesi ile 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanunun 6. maddesinde yargı mercilerinin görevine giren konularla ilgili dilekçelerin incelenemeyeceği açık olarak hükme bağlanmıştır."
Her gün değişen sistem ve düzen ile daha ne kadar baş edebilirim bilmiyorum...
Yaklaşık dokuz aydır yargıtayın cevap vermesini bekliyorum. Bu süre zarfı içinde sürekli kaleme giderek orayı da biraz çıldırttım. Kalem müdürü en son gittiğimde davaların sonuçlarının gelmeye başladığını ama eğer istersem yargıtay dosya numaram ile yargıtayı arayarak dosyam hakkında bilgi alabileceğimi söyledi. (Yargıtay numarası 0312 416 10 00) Dosyanızı sorgulatmak için kaçıncı yargıtayda olduğunu bilmeniz gerek. Benim dosyam 18. hukuk dairesinde,telefona çıkan görevliye direkt kaçıncı hukuk dairesi ile görüşmek istediğinizi söylerseniz bağlıyorlar. 18. hukuk dairesine bağlandıktan sonra kalem müdürünün size vermiş olduğu mahkeme dosya numaranızdan farklı dosya numarasını vereceksiniz,bu numarayı sizin dosyanıza bakıp kalem müdürü söylüyor. Tamamen dosya numaranızdan farklı çünkü dosya yargıtayda olduğu için orada da numaralandırılıyor. Örneğin; açmış olduğunuz davanın dosya numarası 2017/000 ama dosyanızın yargıtay numarası 2017/1234,davayı açmış olduğunuz yıl aynı olacak şekilde numaralandırılıyor.
Dosya numaranızı söyleyince görevli dosyanızı kontrol edip sizi bilgilendiriyor. Benim şansıma 18. Yargıtay 8. Yargıtaya taşındığı için dosyanın akıbeti yine meçhul olarak kaldı. Tabii binlerce dosya olduğu için bu taşınma işlerinin şubat sonu hatta daha da uzun olacağını söylediler. Ara ara arayıp son durumun ne olduğunu soruyorum ama artık dosya numarasından da tanıdıkları için sürekli aramamam konusunda yine bir çıkış yedim.
Bilindiği üzere Türkiye de iktidar ve koltuk hevesi yüzünden her gün anayasa,mahkemeler,kanunlar vs. gibi bir çok şey değişiyor. Başkanlık sistemi ile de mahkeme,yargılama ve hukuk alanları da değişeceği için bütün davalar ya ordan oraya taşınıyor ya da askıda kalıyor. Henüz kabul edilen başkanlık sistemi yok ama sonuçların taraflarına olacağı bilindiği için şimdiden mahkemeler değişmeye başladı. Bu da şu demek,biz yüce adaletten gelecek en küçük olumlu ya da olumsuz bir cevabı beklerken kanser olmaya bir adım daha da yaklaşıyoruz. Dava bir şekilde sonuçlansın diye bekliyorum çünkü ameliyat olamadığım süre uzadıkça hem psikolojik hem de fiziksel olarak risk altındayım. Kullanmış olduğum hormon üreme organlarıma zarar verdiği için bu ameliyat trans bireyler için risk demek. Tabii biz bunu kimseye izah edemiyoruz,onlara göre durumumuz bir hastalık ve tedavisi mümkün!
Bu arada Bimer ya da herhangi bir yere şikâyet etmekte bir işe yaramıyor. Yargıtay dosyalarının ne durumda olduğunu söyleyecek yetkileri olmadığını söyledikleri bir yazıyla karşılaşıyorsunuz. O yazı da şudur "Anayasanın 138. maddesi ile 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanunun 6. maddesinde yargı mercilerinin görevine giren konularla ilgili dilekçelerin incelenemeyeceği açık olarak hükme bağlanmıştır."
Her gün değişen sistem ve düzen ile daha ne kadar baş edebilirim bilmiyorum...
Güzel Şeyler De Oluyor Demişken!...
Merhabalar;
Hani hayatımda şansımın yaver gittiği çok az görülmüştür. Tam oldu derken bi aksilik çıkar,kimi sevsem hoşlansam haftasına sevgilisi olur. Eminim bir çok kişinin hayatında böyle şeyler oluyordur ama ben de bu kanun gibi,kısır döngü şeklinde dönüp duruyor.
İşyerinde tek çabam çok fazla kişiyle muhattap olmadan sekiz saatimi doldurup kendim olabildiğim,özgür olabildiğim o çok kısıtlı zamana kendimi atabilmek. Ama konu nedense dönüp dolaşıp benim "NE OLDUĞUMA" geliyor. Yanıma gelip "Baksana Osman gaymiş,bizim mahallede de senin gibi biri var,eee şimdi sen ne zaman evleneceksin?" gibi bir sürü saçma sapan konu. Yine yakın zamanda işyerinde bir ablayla havadan sudan konuşuyoruz,lafın ortasında sanki vazifesiymiş gibi birden soruyor "Şimdi sen kendini hangi bedene ait hissediyorsun? Bana söyle ki sana ona göre davranayım." Biliyorum ki ben trans erkeğim desem saç sakaldan girecek "Ee şimdi sana penisi nasıl yapacaklar" konusuna bağlayacak. Bir de bunun daha başka psikolojik baskısını uygulayacak bana. Ben istediğim kadar hayır size o gözle bakmıyorum desem de inanmayacakları için konuyu "Benim için cinsiyet kavramı yok,ben genel olarak insanları sevmiyorum" diyerek konuyu kapatmaya çalışıyorum. Ama ablamız durmuyor "Geçen gün senin hakkında konuşuyorlardı,sen cinsiyet değiştirmeye çalışıyormuşsun,göğüslerini falan aldırmışsın." Töbe yarabbim göğüs ameliyatı oldum da benim mi haberim yok! Bir de "Cinsiyet değiştirmeye çalışmak" nasıl bir cümledir öyle? Hepsine gülüp geçiyorum "Peki onlar bunları konuşurken sen ne dedin?" diyorum "Bir şey demedim,kim ne derse desin ben eğer böyle bir şey varsa senin ağzından duymak isterim" diyor. Ben istediğim kadar insanlara açıklama yapayım,insanlar "Yahu size ne işinize bakın,size karşı bir terbiyesizliği oluyorsa gidip şikâyet edin ya da gidin çok meraklıysanız kendisine sorun. Sen burada işini beyninle mi yoksa cinsel organınla mı yapıyorsun?" demeyeceği için yani en azından etrafımda ki insanların böyle cümleler kurmayacağını bildiğim için konuyu kapatmaya çalışıyorum.
Evet bu bedeni kabul etmiyorum ve mutlu olduğum bedene sahip olmak için bir çok bedel ödüyorum. Annem bile benden çok cesur. Geçen gün yine bir arkadaşına söylemiş cinsiyet değiştirdiğimi. Ben kendimle beraber ailemin ve arkadaşlarım çevresini sınamasına da sebep oluyorum. Ve biliyorum ki bir çok kişi "Özgür ile arkadaşlığını kes,arana mesafe koy,seni de bozar" diyorlar. Böyle bir durumda böyle bir kafa ve beden karmaşasında olmak ne benim ne de ailemin suçu. Tıp bile bunun nedenini açıklayamıyorken insanların uzmanlık alanlarıymış gibi,kesin yetiştirilme tarzından ya da kesin tacize uğramıştır gibi saçma cümlelerle bizim durumlarımız üzerinde kesin kanıya varmaları çok acı. Ve kimse çocuğunun engelli doğup doğmayacağını bilmediği gibi,trans,gay ya da biseksüel olup olmayacağını da bilemez.
Evet çok fazla görünür değiliz,sürekli bize karşı bir merak söz konusu hatta Lgbti'nin ünlü bireyleri bile bu durumlarını dillendirmekten kaçıyor. Oysa çıksalar deseler ki "Trans cinayetleri politiktir. Lgbti bireylerine iş imkânı sağlansın,trans kadınlar fuhuş yapmak zorunda kalmasın. Lgbti farkındalığı için mecliste yasalar çıkarılsın,nefret cinayetleri yok sayılmasın..." Böyle cümleler kurduğu için kimsenin şöhretine zarar gelmez zaten şöhreti için böyle cümlelerle yanımızda olmayacaklarsa hiç olmasınlar daha iyi!
Kaş yapayım derken göz çıkaran bazı konuşmalar can sıkabiliyor. Keşke gerçekten Lgbti nedir öğrenmek isteseler ve yanımızda olduklarını hissetsem ben de büyük bir zevkle merak ettikleri herşeyi anlatırım. Ben de sürekli böyle tacizlerle karşılaşıyorum ve insalığa olan sevgim,inancım ne varsa zamanla azalıyor. Lütfen gerçekten Lgbti bireylerine yardım etmek istiyorsanız onlara sorular sorun,sırf etrafınızla iddaya girdiğiniz için başka insanların hayatına burnunuzu sokmayın. Bunu sadece Lgbti için değil çevreniz için de yapmayın. Size ne Ayşe'nin evine giren adamdan! İnsanları kötü oldukları,hayvana ve doğaya zarar verdikleri için yargılayın. Yoksa sizin o ben ne dedim ki cümleleriniz bazı insanları intihara ve ölüme sürüklüyor.
Hayatı kadın ve erkek olarak değil,iyi insan kötü insan olarak ayırın. Herşeyden önce çokça okuyun ve araştırın. Tek bir kaynağa inanmayın! Umarım bu sene farkındalığın çokça arttığı ve özgürleşebildiğimiz bir yıl olur,mutlu hayatlara...
Hani hayatımda şansımın yaver gittiği çok az görülmüştür. Tam oldu derken bi aksilik çıkar,kimi sevsem hoşlansam haftasına sevgilisi olur. Eminim bir çok kişinin hayatında böyle şeyler oluyordur ama ben de bu kanun gibi,kısır döngü şeklinde dönüp duruyor.
İşyerinde tek çabam çok fazla kişiyle muhattap olmadan sekiz saatimi doldurup kendim olabildiğim,özgür olabildiğim o çok kısıtlı zamana kendimi atabilmek. Ama konu nedense dönüp dolaşıp benim "NE OLDUĞUMA" geliyor. Yanıma gelip "Baksana Osman gaymiş,bizim mahallede de senin gibi biri var,eee şimdi sen ne zaman evleneceksin?" gibi bir sürü saçma sapan konu. Yine yakın zamanda işyerinde bir ablayla havadan sudan konuşuyoruz,lafın ortasında sanki vazifesiymiş gibi birden soruyor "Şimdi sen kendini hangi bedene ait hissediyorsun? Bana söyle ki sana ona göre davranayım." Biliyorum ki ben trans erkeğim desem saç sakaldan girecek "Ee şimdi sana penisi nasıl yapacaklar" konusuna bağlayacak. Bir de bunun daha başka psikolojik baskısını uygulayacak bana. Ben istediğim kadar hayır size o gözle bakmıyorum desem de inanmayacakları için konuyu "Benim için cinsiyet kavramı yok,ben genel olarak insanları sevmiyorum" diyerek konuyu kapatmaya çalışıyorum. Ama ablamız durmuyor "Geçen gün senin hakkında konuşuyorlardı,sen cinsiyet değiştirmeye çalışıyormuşsun,göğüslerini falan aldırmışsın." Töbe yarabbim göğüs ameliyatı oldum da benim mi haberim yok! Bir de "Cinsiyet değiştirmeye çalışmak" nasıl bir cümledir öyle? Hepsine gülüp geçiyorum "Peki onlar bunları konuşurken sen ne dedin?" diyorum "Bir şey demedim,kim ne derse desin ben eğer böyle bir şey varsa senin ağzından duymak isterim" diyor. Ben istediğim kadar insanlara açıklama yapayım,insanlar "Yahu size ne işinize bakın,size karşı bir terbiyesizliği oluyorsa gidip şikâyet edin ya da gidin çok meraklıysanız kendisine sorun. Sen burada işini beyninle mi yoksa cinsel organınla mı yapıyorsun?" demeyeceği için yani en azından etrafımda ki insanların böyle cümleler kurmayacağını bildiğim için konuyu kapatmaya çalışıyorum.
Evet bu bedeni kabul etmiyorum ve mutlu olduğum bedene sahip olmak için bir çok bedel ödüyorum. Annem bile benden çok cesur. Geçen gün yine bir arkadaşına söylemiş cinsiyet değiştirdiğimi. Ben kendimle beraber ailemin ve arkadaşlarım çevresini sınamasına da sebep oluyorum. Ve biliyorum ki bir çok kişi "Özgür ile arkadaşlığını kes,arana mesafe koy,seni de bozar" diyorlar. Böyle bir durumda böyle bir kafa ve beden karmaşasında olmak ne benim ne de ailemin suçu. Tıp bile bunun nedenini açıklayamıyorken insanların uzmanlık alanlarıymış gibi,kesin yetiştirilme tarzından ya da kesin tacize uğramıştır gibi saçma cümlelerle bizim durumlarımız üzerinde kesin kanıya varmaları çok acı. Ve kimse çocuğunun engelli doğup doğmayacağını bilmediği gibi,trans,gay ya da biseksüel olup olmayacağını da bilemez.
Evet çok fazla görünür değiliz,sürekli bize karşı bir merak söz konusu hatta Lgbti'nin ünlü bireyleri bile bu durumlarını dillendirmekten kaçıyor. Oysa çıksalar deseler ki "Trans cinayetleri politiktir. Lgbti bireylerine iş imkânı sağlansın,trans kadınlar fuhuş yapmak zorunda kalmasın. Lgbti farkındalığı için mecliste yasalar çıkarılsın,nefret cinayetleri yok sayılmasın..." Böyle cümleler kurduğu için kimsenin şöhretine zarar gelmez zaten şöhreti için böyle cümlelerle yanımızda olmayacaklarsa hiç olmasınlar daha iyi!
Kaş yapayım derken göz çıkaran bazı konuşmalar can sıkabiliyor. Keşke gerçekten Lgbti nedir öğrenmek isteseler ve yanımızda olduklarını hissetsem ben de büyük bir zevkle merak ettikleri herşeyi anlatırım. Ben de sürekli böyle tacizlerle karşılaşıyorum ve insalığa olan sevgim,inancım ne varsa zamanla azalıyor. Lütfen gerçekten Lgbti bireylerine yardım etmek istiyorsanız onlara sorular sorun,sırf etrafınızla iddaya girdiğiniz için başka insanların hayatına burnunuzu sokmayın. Bunu sadece Lgbti için değil çevreniz için de yapmayın. Size ne Ayşe'nin evine giren adamdan! İnsanları kötü oldukları,hayvana ve doğaya zarar verdikleri için yargılayın. Yoksa sizin o ben ne dedim ki cümleleriniz bazı insanları intihara ve ölüme sürüklüyor.
Hayatı kadın ve erkek olarak değil,iyi insan kötü insan olarak ayırın. Herşeyden önce çokça okuyun ve araştırın. Tek bir kaynağa inanmayın! Umarım bu sene farkındalığın çokça arttığı ve özgürleşebildiğimiz bir yıl olur,mutlu hayatlara...
Kaydol:
Yorumlar (Atom)




